Özel'in açıklamaları özetle şöyle:

"18 Mart'ta Ankara'da grup toplantımızı gerçekleştirdik. Dört hafta önce bir haber geldi. 19 Mart'ta, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi diplomayla ilgili karar verecekti. Fakültenin dekanını 'ben böyle bir şey yapamam' dediği için görevden almışlardı. İftar saatine doğru apar topar İstanbul Üniversitesi yönetimini topladılar ve oradan diplomanın iptaline karar verdiler.

"OLAĞANÜSTÜ BİR SÜREÇ YAŞIYORUZ"

4 haftadır olağanüstü bir süreci yaşıyoruz. O zaman hiç merak etmeyin cevabı vereceğim demiştim. Bir yandan diploma için başvuru diğer yandan 5 davadan 25 yıl hapis istemi, öte yandan yürütülen iki operasyon; demiştim ki bir darbe mekanizması işletiliyor. O zaman da söyledim, kalkışanları uyarıyoruz ve normal bir tepki vermeyeceğimizi söyledik.

Cumhurbaşkanı adayımıza karşı girişilen darbe girişimini birlikte yaşadık. Ekrem İmamoğlu başkanımıza 4 günlük gözaltı süresi verilip sandıkları seçmenlerin önüne koyacağımız güne kadar hesaplanırken, milli iradeye sahip çıkan milyonlara, o günden bugüne cesaretle meydanlara koşan iradesine sahip çıkan milyonlara, bir avuç cuntacıya teslim olmayan milyonlara yürekten teşekkür ediyorum.

Bundan sonra, artık bir darbe girişimiyle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Bu cuntanın karargâhı Külliyedir, saraydır. Bu yargı darbesinin eli bellidir, mühimmatı bellidir. Bu darbe milletin gönlünden destek görmemiştir. Bu darbe mahkum ve mahcup olacaktır. İnsanlara hiçbir kanıt yokken hırsız diyenler şimdi bize kızıyorlar.

İçtiği antla Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık cunta unvanını almıştır cuntanın başıdır. Darbeyi 18 Temmuz'a çekip iftar saatinde diplomayı iptal ettiler. Bu kararda imzası olanların isimlerini kazıyınca bir tanesi TÜGVA'cı ve onu İstanbul Üniversitesi'ne atamış, o da diplomanın iptali için imza atmış ve 28 insanın diplomasını da iptal etmiş.

"BABASININ ŞİRKETİNE KAYYUM ATIYORLAR"

Bir gözü dönmüşlükle Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını iptal ederken 'Acele iptal edin, diploma resmi bir kuruma verilebilir' diye uyarıda da bulunuyorlar. Mehmet Şimşek, yurt dışından para gelsin diye dünyayı geziyor ama tüm dünyada soruyor. Seçim kazanıldı mazbata iptal edildi. Aynı kişi bir daha kazandı diploma iptal edildi. Yetmedi Ekrem İmamoğlu'nun babasının 65 yıllık şirketine kayyum atanıyor.

"HERKESİN CEBİNDEN 20 BİN TL ÇIKTI"

Kendi rejimlerinin reklamına yapmak için yüz binlerce billboarda da el koydular. Çünkü onlar Kent Lokantası'na destek oluyordu. Nerede hukukun üstünlüğü nerede mal güvenliği? 19 Mart'tan bu yana 1.7 Trilyon lirayı, 45 milyar dolarlık rezervi yaktı. Türkiye'nin risk primi 321'e yükseldi. Borsa 31.5 milyar dolar zarara uğradı. Herkesin cebinden 20 bin TL çıktı.

Türkiye'de dün gece doğmuş bebeğin cebinden de bütün yaşlıların da cebinden 20 bin TL aldılar. Asgari ücret 6.5 gram alıyordu, şimdi 5.5 gram altın alabiliyor. Her asgari ücretli 1 gram altın kaybetti 19 Mart'tan bu yana.

14 bin TL alan her emeklinin bir asgari ücret 22 bin TL alsınlar dedik. 100 milyar TL dediler veremeyiz dediler ama bu paranın 17 katını Ekrem İmamoğlu için yaktılar ve Mehmet Şimşek çıktı dedi ki 'bu para böyle günler için ayrılmıştı'. Doların 80 TL olmasını engellemek için bu rezervi yakıyor. Yapmasaydın bu darbeyi. Ürünü yanan çiftçilere verseydin. Bu darbenin çok ağır bir külfeti vardır ve bunu meydanlarda, sokaklarda teker teker anlatacağız.

Elektriğe yüzde 25 zam geldi ya bu verilen para Türkiye'de hepimizin yaktığı elektriğin 7 katına denk geliyor. Bütün okullar, evler, resmi daireler hepimiz elektrik yaksak ancak onların yaktıkları paraya denk geliyor. Mehmet Şimşek, Türk milletinden topladığı parayı, demokrasiden otokrasiye geçmek için kullanmıştır. Bu darbenin mali ayağı Mehmet Şimşek'tir.

36 kentte yaşanan zirai don felaketi çiftçiyi çok kötü vurmuştur. Çiftçiye geçen yıl 178 milyar TL hak ettikleri desteği vermediler. Mehmet Şimşek'in 19 Mart'tan sonra yaktığı para bu paranın 10 katıdır. Aklımızda kötü bir akıl var. Zengin 43 firma 1 TL vergi vermezken bu ülkenin vatandaşları süte, mazota onlarla birlikte aynı vergiyi veriyor. Devletin içinden adaleti çekemezsiniz.

"KADINLAR ADINA KARAR VERMEYİN"

Devletin içinden adaleti çekince, 1 gün yatarı yokken, gençleri bayramda ailesinden uzak tutup onları Silivri'de yatırınca, çeteler güçlenir. Bu devletin çetelerin elinden alıp adil demokratik bir devlet yapana kadar durmayacağız. Vermiş erkeklerin eline pankartı doğumun nasıl yapılacağını söylüyor. Kadının nasıl giyineceği, kaç tane doğuracağı, nasıl güleceği, nasıl doğuracağı kadınların bileceği iştir. Kadınlar adına karar vermeyin konuşmayın artık. İnsanı erkek olduğundan utandırıyor bunlar. Aile Bakanı diyor ki 'futbolu sadece erkekler mi izliyor?'

CHP'li kadın belediye başkanlarımıza, belediye meclis üyelerimize sosyal medyadan hakaret ve küfürler ediyorlar bir tane AK Partili 'den tepki gösteren bir mesaj gördünüz mü? Vicdanı olan herkese söylüyorum. Bu kadar mı organize bir kötülük içinde olabilir bir partinin yönetimi? Size her türlü küfür, kötülük mubah bize yasak öyle mi?

Ben yine bir AK Partilinin anasına kötü söz söyleyen olursa o sözü kendi anama söylenmiş sayarım. Ben, bir MHP'nin eşine kötü söz söylenirse onu kendi eşime edilmiş sayarım ama yeter, bir düşün yakamızdan artık.

PPOJE OKULLAR

Liseleri karıştıran ben miyim geri kafalı Milli Eğitim Bakanı mı? Geçmişteki ikna odalarını telefonla kurmuşlar. Aileleri arayıp, 'çocuklarınız eyleme karışıyor okuldan atılır diploması yakılır' diyorlar. 2014'te, 3-4 okul diye başladılar; 2 bin 400'ün üzerinde şu an proje okul var. Bu okullar bilinen en başarılı okullar. Öğrencinin en iyisi orada; öğretmenin de en iyisinin orada olması lazım. Liyakat esaslı bakmak lazım ve öğretmenleri de istikrarlı olarak orada tutmak lazım.

Yusuf Tekin dün yaptığı açıklamada 6 bin öğretmenle sınırlı olduğunu söylüyor. 6 bin başarılı öğretmeni öğrencilerinden koparıyorlar. Bu Yusuf Tekin, bakan kararıyla 6 bin öğretmen ataması yapıyor. Gidenler Atatürkçü öğretmenler, gelenler de bir tek sendikadan gelen öğretmenler. İlkokuldan üniversiteye hep devlet okullarında okudum. Yatılı eğitim de aldım. Devlet adil ve şefkatliyse kendine düşman yaratmaz.

Geçmişte 6. Filo'yu karşılayanlar, ona doğru namaz kılanlar, uzun süre Filistin davasını savunur gibi yapmışlar. CHP geçmişteki gibi yine bağımsız Filistin'in arkasındadır. Trump Gazze'ye oteller yapacağını söylüyor ve Filistinlileri 5-6 ülkeye dağıtalım diyor biri de Türkiye. Filistin'de Akdeniz'de Avrupa'ya 100 yıl yetecek hidrokarbon var asıl plan o zenginliğe el koyabilmek. Bu iktidar geçmişte Filistin davasının ekmeğini yedi.

"TEHCİRE HİCRET SÜSÜ VERİYORLAR"

'One minute' dedi sonra, Mavi Marmara'ya 'Giderken bana mı sordunuz' açıklamasında bulundular. Şimdi yandaş gazeteleri, tehcire hicret süsü vermeye çalışıyor. Bu Trump'a gönüllü yanlama yapmaktır. Ne kadar samimi muhafazakar ve milliyetçi varsa, siz Trump'un hidrokarbon planına Hz. Muhammed'i alet ediyorsunuz ya size yazıklar olsun.

Gençlerimiz istediği için yaptığımız bir günlük boykotta başarı oranı yüzde 53'tür. Boykot ettiğimiz şirketlerin ne kadar vergi verdiğine baktık ki birçoğunun 3 yıldır matrahsız olduğunu gördük. Onları da hukuka davet ediyoruz.

Bir süredir bir süreç yürüyor ve bizden destek istiyorlar. Bizde diyoruz ki şeffaf olun, şehit ailelerinin, gazilerin rızasını alın diyoruz. Adalet Bakanlığı ile DEM heyetinin atağı yasal adımlar için bir araya geleceği duyuruldu. Biz Kürt meselesi demokratik yollarla çözülmeli derken, Kürt meselesi yoktur terör sorunu vardır diyenler şimdi yasal düzenlemeyi konuşmaya başladılar. O gün CHP'yi suçlayanların bugün geldikleri noktayı görüyoruz. Bu iktidarın içinde adalet ve demokrasi olmadığını bilmemize rağmen CHP, Meclis'te nerede duruyorsa aynı noktada durmaktadır. Türkiye'nin yarınlarına, barışına katkı sağlayacak adımın yanında oluruz ancak, DEM Parti'yle siyasi ilişki kurduk diye bize terörist yaftası yapıştırmaya kalkanların, milletimiz iki yüzlülüğünü görsün.

Bakan Uraloğlu'ndan 'Roblox' Açıklaması Bakan Uraloğlu'ndan 'Roblox' Açıklaması

"BİN 300 CEP TELEFONU YALANI"

Kurultay soruşturmasıyla ilgili atılan her iftira süreç içinde ortaya dökülmüştür ve bin 300 telefon yalanı nasıl çürüdüyse diğer yalanlar da çürüyecektir. Kendisine iftira atılan bin 300 CHP'li geldiler ve iradelerini tazelediler. Şaibe ile seçim yaptınız diyenlerin de alınlarını karışladılar. Hepsinin alınlarından öpüyorum. CHP kol kola, omuz omuza iktidara yürüyen bir partidir, hepsini saygı ile selamlıyorum.

Ekrem İmamoğlu ile ilgili hazırlanan MASAK raporlarında hiçbir şey yok. Kendisi 'İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır' dedi. Bendeki yetkiler şimdi onda, kesin o da gelir diye düşünüyor. Yanındakiler de gaz veriyor. Ama bilmiyor ki Ekrem İmamoğlu, Kent Lokantası'nda vatandaşlara yemek yediriyor. Süt içemeyen çocuklara süt içiriyor. Tayyip Erdoğan'ın partisini oradan nasıl finanse ettiklerini bildikleri için gizli tanıklar iftirada bulunuyor.

"ARKADAŞLARIMIZ FARKLI CEZAEVLERİNDE"

Gizli tanık, şu buna rüşvet verdi diyebilir, sen onun belgesini bulacaksın diyor. Arkadaşlarımız farklı cezaevlerine dağıtıp, 'Gel sen yananlardan olma çıkanlardan ol' diye itirafçı olmaları için yönlendirme yapıyorlar. Gizli tanık ifadesini doğrularsan evladını kucaklarsın diyorlar. İnsanların ahlakını çocukları üzerinden yok etmeye, çürütmeye çalışıyorlar.

Sayın Bahçeli'nin söylediklerini okudum. Yargılamanın hızlı olmasına, Ekrem İmamoğlu suçsuzsa tahliye olmasına yaptığı vurguları kıymetli buluyorum. Sayın Bahçeli TRT'den bu yargılamanın açık yapılmasına, herkesin izlemesine siz ne diyorsunuz. Biz sizinle bu konuda uzlaşabiliriz, yargılamanın hızlı olması ve suçsuzca hemen tahliye edilmesinde hemfikiriz.

"50 TANE ŞAHİT ÜRETMEYE ÇALIŞIYORLAR"

Şimdi 50 yeni şahit üretmeye çalışıyorlar, AK Parti döneminde çalışmış müteahhitlerden. Madem dosyan kuvvetliydi, senin elinde kanıtların vardı. Şimdi 50 tane müteahhit bulmuşlar. Biz bunları nereden geliyoruz. Bu teklifleri götürdükleri insanlar, 'tövbe estağfurullah, neden iftira atayım' diye gelip bize söylüyorlar oradan biliyoruz.

"71 GENCİMİZ SERBEST BIRAKILMALI"

FETÖ savcılarının verdikleri gazla, yandaş tanıklar yarattılar ve o yalancı tanıklar şimdi 25 yıl hapis cezasıyla içerde yatıyorlar. Bunu da hatırlatmak isterim. 71 evladımız içerde ve gençlerimizi takip ediyoruz. Annesi kanser olan var, işçi olup işten atılan var. Çok hızlı biçimde bu tahliyelerin gerçekleşmesi gerekiyor. 71 tane pırıl pırıl gencimizin özgürlüğüne kavuşması gerekiyor."