Katırcıoğlu, "Dijital mecralarda çocuklarımızı bekleyen tehditleri tek tek ele alacağız. Belki de kanuni değişiklikler, kanun düzenlemeleri gerekecek. Çok boyutlu, ailelerin eğitiminden tutun da medya okuryazarlığı, dijital mecralar okuryazarlığı, çocukların interneti kullanmasıyla ilgili bazı düzenlemeler gelebilir. Birçok Avrupa ülkesi bu konuda kısıtlama getirmiş" dedi.
TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyonu Başkanı ve Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, yeni yasama yılında çocukları hedef alan dijital tehditler ile ilgili komisyonda yapacakları çalışmaları DHA'ya anlattı. Katırcıoğlu, şiddet olaylarının tüm toplumun vicdanını kanatan olaylar olduğunu belirterek, "Bu olayları, bu vakaları gördüğümüz, yaşadığımız ve bunların tekrar yaşanmaması için, Sıla bebeklerin, Narinlerin, Sur'daki yaşanan o vahşetin bir daha yaşanmaması için Meclis olarak bugüne kadar çok ciddi adımlar attık. AK Parti Grup Toplantısı'nda Cumhurbaşkanımız da bunu tek tek ifade etti. Bunun yanı sıra yeni bir adım atıldı. Benim de imzamın bulunduğu milletvekillerinin imzasıyla, çocuklara yönelik istismarı önlemeye yönelik bir araştırma komisyonu teklif edildi. Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi ve Resmi Gazete'de yayımlandı. Öncelikle hayırlı olsun. Bu araştırma komisyonu; yeni Sıla bebeklerin, Narinlerin ölmemesi için önemli, ciddi bir çalışma yapacak" diye konuştu.
'AİLELERLE GÖRÜŞÜLECEK'
Kadın ve çocuklara yönelik şiddet olayları başta olmak üzere toplumsal meselelerde kutuplaşma yaşanmaması gerektiğini vurgulayan Katırcıoğlu, sorunların bütüncül yaklaşımla çözülmesi gerektiğini söyledi. Araştırma komisyonun yapacağı çalışmalara destek vereceklerini ifade eden Katırcıoğlu, "Her araştırma komisyonunda olduğu gibi vakaları yaşayan ailelerle, taraflarla görüşmeler yapılacak. Sorumluluğu olan bu kurumlarla bizzat görüşmeler, incelemeler yapılacak. Yurt dışı temasları muhakkak olacaktır. Yurt dışındaki iyi uygulamalara bakılacak. Çok kapsamlı, geniş ve kalıcı bir çözüm üreten bir araştırma komisyonu raporu çıkacağına inanıyorum. Çünkü ben şöyle baktığım zaman; herkes gerçekten yürekten, kalbin en derin noktalarında etkilenmişler ve bir çözüm üretilmesi noktasındalar. Sosyal medya mecralarında bunu çarpıtan, başka boyutlara getirmeye çalışan yapıları görüyoruz, biz onlarla ilgilenmiyoruz. Biz ülkemiz, evlatlarımız, milletimiz için yapılması gereken ne varsa oraya odaklanıyoruz. O pencereden bakıyoruz ve inşallah çözeceğiz" diye konuştu.
'DİJİTAL DÜNYADA TEHDİTLERİ RAPORLAŞTIRACAĞIZ'
Katırcıoğlu, toplumda şiddete yönelik ortak bilincin oluşması için aile, sivil toplum kuruluşları, akademisyen ve medya organlarına da ciddi görevler düştüğünü vurguladı. Katırcıoğlu, Çocuk Hakları Alt Komisyonu'nun yeni yasama yılında yapacağı çalışmalara da değinerek, "28'inci dönemde bu görev tekrar bana tevdi edildi. 27'nci dönemde de Çocuk Hakları Alt Komisyonu Başkanlığı görevindeydim. Bu görev tevdi edildiğinde, üyelerimizle birlikte bir çalışma planı oluşturduk. Bunların başında da 'Dijital mecralar' dediğimiz dijital platformlar, oyundan tutun da sosyal medya içeriklerine kadar aklınıza gelebilecek tüm platformda çocuklarımızı bekleyen tehditler ve risklerle ilgili bir rapor, bir çalışma yapmamız gerekiyordu. O dönem asrın felaketi olan depremi yaşamıştık. Geçtiğimiz yasama döneminde deprem bölgesindeki çocuklarımızı önceledik ve onlarla ilgili raporumuzu çıkarttık, tamamladık, komisyonumuzda görüşülecek. Yaşadığımız bu olaylar, bu işin ne kadar vahim olduğunu, sosyal medyanın, dijital ortamın çocuklar için ne kadar önemli bir tehdit olduğunu bizlere bir kere daha hatırlattı ve bu alandaki kararımızla ilgili komisyon çalışmamıza başladık. Yani bir yeni raporlamaya önümüzdeki hafta başlıyoruz. 'Dijital dünyada çocuklarımızı bekleyen tehditler ve riskler' başlığı altında bir komisyon raporu hazırlayacağız" dedi.
'SANAL OYUNLAR, MİLLİ GÜVENLİK SORUNU HALİNE GELDİ'
Katırcıoğlu, komisyonun, çocuğun üstün yararı ilkesini gözeterek çalışacağını söyleyerek, "Dijital mecralarda çocuklarımızı bekleyen tehditleri tek tek ele alacağız. Nedir bu tehditler? Çok yakinen biliyoruz, çok uzun zamandır da şahit olduğumuz, çocuğun bu ortamlardaki cinsel istismarı, sübyancılık ve bugün yaşadığımız en çirkin şeyleri, şiddetin vahşete varan boyutunu görüyoruz. Madde bağımlılığı gibi sanal ve dijital oyun bağımlılığının ne kadar büyük bir tehdit olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde; uzun zamandır terör örgütlerinin internet ortamlarını ve sosyal medyayı kullandığını, uluslararası çete ile şebekelerin çocuklarımızı buradan, o tuzakların içine çekmesi ve ailelerimiz, çocuklarımız için gerçekten büyük bir tehdit olan, nefsin ifsadı olan LGBTİ akımlarının bu alanlarda çocuklarımızın zihinlerini işgal ettiklerini, istila ettiklerini de biliyoruz. Bu başlıklar, dijital ortamlarda çocuklarımız için belirlediğimiz en önemli başlıklar, daha alt başlıklar da olacak ama ana başlıklar bunlar. Biz, sanal oyun yani bilgisayarda oynanan oyunların çocuklarımız için, milletimiz için bir milli güvenlik sorunu olduğunu biliyoruz ve olaya böyle yaklaşıyoruz. Gerçekten madde bağımlılığı kadar ciddi bağımlılık olduğunu artık alandaki uzmanlar, psikiyatristler, araştırma raporları ortaya koyuyor" değerlendirmesinde bulundu.
Katırcıoğlu, sorunları tespit edip, çözüm önerileri sunacaklarını da anlatarak, "Kurumlarımıza, belki de Meclis'e varabilecek kanuni değişiklikler, kanun düzenlemeleri gerekecek. Ailelerimize yönelik birtakım düzenlemeler gerekecek. Çok boyutlu, ailelerin eğitiminden tutun da medya okuryazarlığı, dijital mecralar okuryazarlığı, çocukların interneti kullanmasıyla ilgili bazı düzenlemeler gelebilir. Şimdiden birçok şey çıkacağını düşünüyoruz, işaretleri var, yurt dışı örnekleri de bunu gösteriyor. Birçok Avrupa ülkesi bu konuda kısıtlama getirmiş. Fransa başta olmak üzere Kanada, çeşitli eyaletler boyutunda Amerika, Güney Kore ve Japonya'da çocukların interneti kullanmasıyla ilgili kısıtlamalar getirmişler. Gün içinde şu kadar saat kullanacaklar, şu saat aralığında kullanacakları belirlenmiş. Bunu nasıl kullanacaklarını da tarif etmişler ve hem hukuki anlamda hem de kontrolünün denetimini yapmışlar. Yüz okuma, parmak izi okuma gibi birtakım tedbirleri almışlar. Bu çok boyutlu, geniş kapsamlı tedbirleri içeriyor ama teknoloji öyle bir şey ki her gün yeni bir gelişimle o alınan tedbirleri bertaraf edebiliyorlar, zor bir alan. Çocukları bu tehditlerden belki büyükleri de bu tehditlerden korumak için getirilen kısıtlamalar, önlemeler bir anda boşa çıkabiliyor. Bu, sürekli ve uzun süreli devam edecek" diye konuştu.
'SİYONİSTLER, DİJİTAL MECRALARDA ÇOCUKLARIMIZIN ZİHİNLERİNİ ÖLDÜRÜYORLAR'
Yıllardır film, dizi ve çeşitli oyunlar üzerinden de aile kurumunun çeşitli akımlarla zehirlendiğini kaydeden Katırcıoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın çok güzel bir sözü var, çok güzel ifade etti, 'Güçlü aileler güçlü milletleri meydana getirir, doğurur' diyerek, aileyi zehirleyen akımlardan bahsetti. Biz de diyoruz ki, dijital mecralar bu zehrin şırınga edildiği yerlerdir. Yani şırınga olarak kullanılıyor ve yavaş yavaş çocuklarımızın zihinlerini, istila ettiklerini buradan ifade etmek istiyoruz. Nasıl Siyonistler her gün Gazze'de çocukları bombalayarak öldürüyorsa, aynı Siyonist ve uluslararası şebekeler dijital mecralarda çocuklarımızın önce zihinlerini öldürüyorlar sonra da vahşete varan olaylarla karşılaşabiliyoruz" dedi.
Katırcıoğlu, sosyal medya platformlarına getirilen erişim kısıtlamalarının farklı yollarla aşıldığını; ancak toplumun ortak bir bilince ulaşarak hareket etmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bu anlamda da biz dijital mecraların kontrolü için; TikTok, sosyal medyanın her türlü alanları, oyunlar dahil olmak üzere, zaten Adalet Bakanımız Discord ile ilgili bir yaptırım yaptı, erişime kısıtlama getirdi. Hangi şirket olursa olsun, bilançosu ne olursa olsun, buna bakmadan, çocuklarımız için tehdit içeriyorsa biz gereğini yapacağız dedi.