Yapay zekanın hızla gelişen dünyasında, birçok meslek dalının geleceği sorgulanırken, diş hekimliği alanında insan unsurunun yerini hiçbir teknolojinin alamayacağı vurgulanıyor. Dt. Elif Çınar, diş hekimliğinin sadece bilgi ve teknolojiyle sınırlı olmadığını, el becerisi, estetik anlayış ve insani duyarlılık gibi unsurların her zaman gerekliliğine dikkat çekti.

Ergenlerde Depresyon, Çevrim İçi Oyun Bağımlılığını Tetikleyebilir Ergenlerde Depresyon, Çevrim İçi Oyun Bağımlılığını Tetikleyebilir

“Yapay zeka, diş hekimliği pratiğinde önemli yardımcılar sunabilir; ancak tedavi sürecinde estetik ve sanatsal yönler göz ardı edilemez,” diyor Çınar. “Bir diş hekimi olarak, hastalarımızın gülüşlerini şekillendirirken, onların yüz hatlarına ve kişisel tercihlerine uygun özelleştirilmiş çözümler sunuyoruz. Bu, yalnızca insan eliyle mümkün olan bir sanattır.”

Teknolojik ilerlemeler, diş hekimliği eğitiminde ve uygulamalarında devrim yaratmış olsa da, Çınar’a göre, yapay zekanın bu alandaki rolü destekleyici olmaktan öteye geçemeyecek. “Yapay zeka, teşhis koymada ve tedavi planlamasında bize yardımcı olabilir, ancak son kararı vermek ve uygulamayı gerçekleştirmek diş hekiminin insani yeteneklerine bağlıdır,” diyen Çınar, yapay zekanın sağlık alanındaki potansiyelini kabul ederken, diş hekimliği gibi hassas ve kişiye özel hizmet gerektiren alanlarda insan unsurunun vazgeçilmez olduğunu vurguluyor. “Yapay zeka, veri analizi ve desen tanıma konusunda olağanüstü yeteneklere sahip olabilir, ancak her hastanın benzersiz ihtiyaçlarını anlamak ve onlara göre hareket etmek, empati ve yaratıcılık gerektirir,” dedi.

Bu, özellikle estetik ve fonksiyonel sonuçlar açısından önemlidir. Diş hekimleri, hastalarının sağlık ve güzellik beklentilerini karşılamak için sanat ve bilimi birleştirirler. Çınar, “Bir gülüş tasarımı, sadece teknik bir işlem değil, aynı zamanda hastanın kişiliğini ve özgünlüğünü yansıtan bir eserdir,” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi