Suat Kılıç, Genel Başkan Fatih Erbakan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Kılıç, Netanyahu ile Savunma Bakanı Gallant hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı tarafından çıkarılan yakalama kararını memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.

 

‘TEK BAŞINA AİLE BAKANLIĞINA BIRAKILAMAYACAK KADAR ÖNEMLİDİR’

Türkiye’nin demografik yapısına değinen Suat Kılıç, “Kontrolsüz göç politikaları nedeniyle yaşanan problemlerin hızla düşen doğurganlık sayısı nedeniyle gelecek on yıllarda çok daha büyük problemler meydana getireceği aşikardır. TÜİK verilerine göre Türkiye'de evlilikler azalıyor, boşanmalar artıyor, doğurganlık hızımız hızla düşüyor. Bunun yanında sayısını tam olarak kimsenin bilmediği, sığınmacıların nüfusunda hızlı artışlar yaşanıyor. Bu durum Türkiye'nin nüfus denklemini bozmaktadır. Aile kurumumuz tehdit altındadır. Başta boşanmalar olmak üzere aile yapımız Türkiye'nin geleceğine tehdit oluşturacak biçimde sarsılmaktadır. Türkiye'de ailenin korunması tek başına Aile Bakanlığına bırakılamayacak kadar önemli bir meseledir. Ailenin korunması Türkiye Cumhuriyeti açısından bir milli güvenlik meselesidir. Ve bu konu sadece Aile Bakanlığı tarafından değil tüm bakanlıklar tarafından çalışılmalı, gerekirse hızla aile şurası toplanmalı ve bu konular masaya yatırılmalıdır” diye konuştu.

 

‘SÖZDE DEĞİL ÖZDE TASARRUFLARIN YAPILMASINI BEKLİYORUZ’

Kamuda tasarruf paketiyle ilgili uygulamaları yakından takip ettiklerini kaydeden Suat Kılıç, “Sözde değil özde tasarrufların yapılmasını bekliyoruz. Heyecanla başlanan birkaç gün sonra unutulan göstermelik bir tasarruf dönemi yaşanmasını istemiyoruz. Tarifeli uçakla gidilebilen yerlere özel uçaklarla gidip karada tasarruf adına minibüslerle yapılan toplu taşımayı gülüş buluyoruz. Türkiye'nin tasarrufa gerçekten ihtiyacı var. Ama göstermelik değil gerçek bir tasarruf dönemine ihtiyacımız var. Lüksten, israftan, şatafattan başta devlet ve kamu görevlileri olmak üzere tüm bireylerin kaçınması, Türkiye ekonomisinin yeniden bir bahar havasına ulaşması için kaçınılmazdır” dedi.

 

‘SEÇİM İTTİFAKLARINA MECBUR BIRAKAN SİSTEM MUTLAKA GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR’

Kılıç, anayasa değişikliği tartışmalarına ilişkin, “Ne iktidar ne muhalefet cephesinde somutlaşan bir tek teklif yok. Kâğıda dökülen somut bir öneriler seti yok. Yeni anayasadan özgürlükten, sivilleşmeden ne anladıklarına dair bir mutabakat yok. Görünen o ki anayasa tartışmaları gündemi yumuşatma arayışlarının aparatı olarak kullanılıyor. Teklif kimden gelirse gelsin, yeni anayasayla kuvvetler ayrılığı güçlendirilmelidir. Yargı bağımsızlığı tam güvence altına alınmalıdır. Denge denetim mekanizması kuvvetlendirilmelidir. Türkiye'yi seçim ittifaklarına mecbur bırakan mevcut sistem mutlaka gözden geçirilmelidir. Hep dediğimiz gibi iktidar anayasa gündemini sıcak tutmaya çalışsa da Türkiye'nin öncelikli gündemi ekonomidir. İşçidir, çiftçidir, emeklidir. Çözüm bekleyen kademeli emeklilik meselesi, staj ve çıraklık mağdurlarıyla ilgili adaletsizliklerdir” diye konuştu.

 

‘TÜRKİYE ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMAYA ADAY BİR ÜLKEDİR’

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki heyeti taşıyan helikopterin kaza kırıma uğraması neticesinde başta Cumhurbaşkanı Sayın Reisi olmak üzere yaşanan ölümler nedeniyle İran halkına taziyelerini ve başsağlığı dileklerini ilettiklerini söyledi. Kılıç, “İddia edildiği gibi arka planda başka faktörler var mı yok mu? Buna dair elde somut bir veri yok olmadan bir açıklama yapmanın da imkânı yok. İran devleti tarafından bu yönde yapılan ya da kuşkuları besleyen henüz bir değerlendirmede söz konusu değil. Kaza kırıma uğrayan ve İran devlet büyüklerini taşıyan helikopter faciası kaza kırım meselesi teknik olarak değerlendirilecektir ve kaza kırım meselesinin raporu teknik bir rapor olarak ortaya çıkarılacaktır. Tabii ki kara kutu incelemeleri muhtemelen yapılacaktır. Varsa ses kayıtları bunlara muhtemelen ulaşılacaktır. Olay yerinde bulunan parçaları orada durmakta olan helikopter parçalarından hareketle dışarıdan bir müdahalenin olup olmadığını elbette ki bakılacaktır. Dünya bu konuda çok mesafe katetti. Türkiye de bu konuda çok mesafe kat etti. Türkiye'den bu yönde kaza kırım raporu konusunda bir yardım istenmiş midir, değil midir? Bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var ki en başta arama çalışmalarında olduğu gibi gerektiğinde sonrasında ihtiyaç duyulması halinde de Türkiye yine teknik donanımıyla, teknik varlığıyla burada üzerine düşeni yapmaya aday bir ülkedir” dedi.