Jandarma Uzman Çavuş Yılmaz Yiğit, 21 Haziran 2007'de Şırnak'ta görev yaparken Bestler Dereler bölgesinde uzaktan kumandalı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 2 kolunu, sağ bacağını, sol gözünü kaybederek gazi oldu. Şırnak, Diyarbakır ve Ankara'da birçok ameliyat geçiren Yiğit'e, Sağlık Bakanlığı'na bağlı Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde (Gaziler FTR) protez kol ve bacak takıldı. Protezleriyle ayağa kalkan ve yeniden ilk adımlarını attığı Gaziler FTR Hastanesi'nde memur olarak işe başlayan gazi Yılmaz Yiğit, 2010 yılında Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hasta kayıt bölümünde çalışan Hilal Şimşek Yiğit ile evlendi. 5 ve 12 yaşında 2 çocuğu olan gazi Yılmaz Yiğit'e son olarak temmuz ayında yurt dışında geliştirilen ve hisleri iletebilen biyonik el takıldı. Hilal Şimşek Yiğit, vatan sevgisi ve hayat mücadelesine hayran kalıp, aşık olduğu eşi Yılmaz Yiğit'in hikayesini kitaplaştırdı. Hilal Şimşek Yiğit, 'Ellerinle Bana Baharlar Getir' adlı kitabında eşinin azmini ve mücadelesini anlattı. Hilal Şimşek Yiğit, toplumsal farkındalık oluşturmayı da hedeflediği kitabında kendi yolculuğuna da yer verdi.
'BEN EVLENME TEKLİF ETTİM'
Hilal Şimşek Yiğit, gazi olduktan sonra 2009 yılında eşi Yılmaz Yiğit'in videosunu sosyal medyada ve televizyonda gördüğünü söyleyerek, "O röportajda 'İki kolum, bir bacağım, bir gözüm yok. Ben bundan sonra hayatımı nasıl devam ettireceğim. Belki evlenemeyeceğim. Belki çocuğum da olmayacak' demişti. Ben günlerce o videoyu izledim. Duygulanarak, ağlayarak, gurur duyarak izledim. Sonra Yılmaz'a ulaştım. Ben kendim evlenme teklifi ettim. Ankara'da rehabilitasyon merkezinde onu ziyaret ettim. Babamla birlikte gidip geldik. Kendim gidip geldim, sürekli görüşmelerimiz oldu. Nişanlandık sonra da evlendik" dedi.
'KİTAP ENGELLİ VATANDAŞLARIMIZIN SESİ OLACAK'
Hilal Şimşek Yiğit, kitap çıkarmanın aklında olmadığını ancak toplumda onu rahatsız eden şeylerin olduğunu belirterek, "Engellilere ya da gazilere, doğuştan ya da sonradan elini kolunu kaybetmiş, bir uzvunu kaybetmiş insanlara bakışımız çok farklı. Yılmaz kolunu, bacağını bu vatan için vermiş. Bu gurur duyulası bir şey; ama insanlarımızın bakışı maalesef öyle değil. Halbuki Yılmaz'ın kişiliği, çalışkanlığı beni kendisine aşık etti. Şükretmesi, hayata bakış açısı, yaşama tutunması çok takdir edilesi bir şey. Ben bu kitabı yazarken insanların bakış açısını biraz kırmak istedim. Engelli bir insan sağlıklı biriyle evlenebilir. Bütün engelli insanların böyle sokaklarda rahat rahat dolaşmasını, tuhaf bakışlara maruz kalmasını azıcık da olsun engellemek amacıyla bu kitabı yazdım. Kitapta, Yılmaz'ın çocukluğundan itibaren yaşadıklarını anlattım. Mücadelesini, hayat mücadelesini, nasıl ayakta kaldığını, askerlik mesleğine nasıl gönül verdiğini, ondan sonra benimle tanışma hikayesini, tanıştıktan sonra başımıza gelenleri yazdım. Aslında bireysel bir kişinin hayatını anlatmış gibi görünüyor; ama bu kitap bütün gazilerimizin, engelli vatandaşların sesi olacak diye düşünüyorum. Bu kitabı engellilerin hayata karışması, hayatla iç içe olması için çıkardım. Aslında onlara yani engel çıkarmamaları için. Bence engelli insanların hepsi ayrıcalıklı. Çünkü bizimle aynı şartlarda yaşayıp iki kat daha zorlanıyorlar" diye konuştu.
'YILMAZ'IN HAYATLA DANS EDİŞİ'
Kitabın kapağında eşinin kızı Zeynep ile jimnastik yaparken çekilen fotoğrafı olduğunu söyleyen Hilal Şimşek Yiğit, "Eli, kolu, ayağı olmasa bile hayatla dans edebiliyor eşim. O beni çok mutlu etmişti ve ben bunun kitabın kapağına yansıtılmasını istedim. İnsanlar da baktıkça bir şevk alsın. Onlar da azmetsin ve hayata küsmesinler istedim. Burada aslında 'Yılmaz'ın hayatla dans edişi' diyebiliriz. Yılmaz'a biyonik el takıldığında o kadar heyecanlıydı ki; ilk bisiklet heyecanını yaşıyor gibiydi. Dokunmatiğe basıyor, dokunuyor, kaydırıyor. Onun heyecanını hissedebildim ben, yüreği küt küt atıyordu. Aslında elimizin değerini yani sağlığımızın belki farkına varmıyoruz ama Yılmaz ile beraber her geçen gün daha farklı şeyler öğreniyorum" dedi.
'İNSANLARA ÖRNEK OLMAK İSTEDİM'
Gazi Yılmaz Yiğit ise, eşinin kitap fikrini açıkladığında toplumsal bir farkındalık yaratabileceklerini düşündüklerini belirterek, "Belki bazı insanlara örnek olabiliriz diye düşündüm. Eşimin yazdığı hikayeden dolayı bir kişiye bile dokunabilsek, bir kişiyi bile ayağa kaldırabilsek bu bizim için çok büyük bir şans olurdu ve toplumda faydalı bir iş yapmış olurdu. Ben okuduğumda tüylerim diken diken oldu. İnsanın kendi hayatını, yaşadıklarını, çocukluğunu, yaralandıktan sonraki süreci, eşiyle tanıştıktan sonraki süreci. Özellikle de kızımla çektiğimiz fotoğraf, yani kitabın ön yüzündeki fotoğraf hep devlet sitelerinde, devletimizin kurumsal sitelerinde özellikle babalar gününde paylaşılırdı. Eşimin de bu fotoğrafı beğenip kitabın kapağı yapması, beni ayrıca çok mutlu etti ve etkiledi. Bu kitapta eşimin dokunmak istediği şeylerden birisi de ben 28 yaşına kadar sağlıklı, sapasağlam, sporcu kişiliğe sahip bir kişiyken, özel birliklerde görev yaparken birden engelli pozisyona düştüm. Ayağa kalkması öyle düşünüldüğü kadar kolay olmuyor. Ayağa kalkmayı başardıktan sonra, azmettikten sonra insanlara örnek olmak istedim. Eşim bana çok şey kattı, özgüvenimi kaybetmiştim, özgüvenimi kazandım" ifadelerini kullandı.