CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Yapılmayan alışverişten, vergi almaya kalkan Deli Dumrul'a diyorum; bu vergiyi, bu parayı alamazsın, almayacaksın. Onu o taslaktan öyle ya da böyle çıkaracaksın. Alacaksan Türkiye'nin en çok para kazanan bankalarına gidip ondan alacaksın" dedi.
CHP Genel Başkanı Özel, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, Simon Johnson James Robinson ile birlikte Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanan Daron Acemoğlu'nu yürekten kutladığını belirtti. Dün, Amasra'daki maden kazasının ikinci yıl dönümü olduğunu kaydeden Özel, "43 madencimiz yaşamını kaybetmişti. AK Parti iktidarı, işçiye yoksulluk, sefalet, perişanlık ama daha da acısı ölüm getirdi. 22 yılda en az 33 bin 831 iş cinayeti işlendi bu ülkede. Deprem, 6 Şubat'ta hepimizin yüreğini yaktı, hepimiz depremdeki kayıplara ağlıyoruz. Onları rahmetle anıyoruz ama 33 bin 831 teker teker veya 43 kişi birden, Soma'da 301 emekçi birden hayatını kaybediyor. Toplamda bir ülkede bir felaket yaşayıp da 33 bin kişi hayatını kaybettiğinde dünya tarihine geçiyor. Oysa Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidarı boyunca yeterli tedbirler alınmadığı için dünyada 100 bin kişi başına düşen ölümlü iş kazasında 1'inci ülke Türkiye. Dünyanın en az gelişmiş ülkeleri dahil Türkiye 1'inci ülke ve iş kazası toplamında da zaten en kötü 2'nci ülke. O yüzden meselenin ne kadar vahim, ne kadar politik, ne kadar tercihe bağlı, ne kadar kar amacı güderken, canı yok sayan ve insan hayatını hiçe sayan bir mesele olduğunu hep birlikte bir kez daha hatırlamak gerekiyor" diye konuştu.
'SORUMLULAR HAK ETTİĞİ CEZAYI ALANA KADAR AMASRA'YI TERK ETMEYECEĞİZ'
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) yetkililerinin, Meclis'te kurulan araştırma komisyonda yaptığı sunumda suçu, ölen madencilere atmaya çalıştığını aktaran Özel, "Bu aslında bizim Türkiye'de facia olduğunda herkesin ağladığı, yüreğinin yandığı, sorumluların hesap vereceğine yemin ettiği, madencilerin ailelerine sarılıp, 'Evladının hesabı sorulacak' dediği ama günü geldiğinde, suçluların ceza çekmesi gerektiğinde o suçlularla olan göbekten bağlarından ötürü ölenleri, masumları suçlayan, suçluları aklayan bir süreç hiçbirimize yabancı değil. En son Soma'da yaşadık bunu. Şimdi Amasra'da bunu tekrar etmeye çalışıyorlar. Davanın ilk duruşmasının ardından TTK'nın Genel Müdürü Kazım Eroğlu, apar topar EYT'den (emeklilikte yaşa takılanlar) emekli edildi. Bu Kazım Eroğlu, 7 Ocak 2013'te Kozlu'daki maden kazasında 8 madencinin ölümünden, taksirle ölümüme neden olma suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası almıştı. Eroğlu'nun TTK'ya Genel Müdür atanması, müessese müdür yardımcısının yıllardır madene girmeden maaş alması, genç ve deneyimsiz işçilerin alt kotlara gönderilip üst kotlarda yönetime yakın ve torpilli olanların çalıştırılması, bu komisyona beyan veren işçilerin teker teker söylediği, dönüp baktığınızda da bütün kanıtların ispatladığı bir gerçek. O yüzden siz Kozlu'da 8 kişinin ölümünden suçlu bulunmuş, hapis cezası almış birisini götürüp Amasra'ya koyarsanız, ondan sonra 'Kader planında bu varmış' diyemezsiniz" dedi.
Özel, araştırma komisyonu üyeleri, ilin milletvekilleri, davayı takip etmekte görevli hukukçularla bütün süreci takip edeceklerini, tüm sorumlular hak ettiği cezaları alana kadar Amasra'yı terk etmeyeceklerini söyledi.
'KATLİAM YASASI DURDURULMALIDIR'
Gebze'de ve Ümraniye'de sokak hayvanlarının zehirlenerek öldürüldüğünü söyleyen Özel, "Övünç duyduğumuz husus şudur ki ilk gün ben de söyledim, teker teker milletvekillerimiz de belediye başkanlarımız da açıkladı. Biz bu katliam yasasını uygulamadık, uygulamayacağız asla da uygulatmayacağız. Kendi belediyeleri, örtülü mesajı alanlar, aynı kafada olanlar, canlara kıyıyor. Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Diyorum ki; 2019'da Meclis'teki bütün partiler toplandık, görevlendirdik milletvekillerimizi. Bir komisyon çalıştı ve karar verdi. Bu işin bir boyutu toplama, bir boyutu barınaklar yapma, aşılama, sahiplendirme ama öbür boyutu para. 'Şans oyunlarından, belli vergilerden, kesintilerle bir hayvan hakkı fonu oluşsun' denildi. Diyen sadece CHP, DEM, İYİ Parti değil, MHP'yle AK Parti de altına imza attı. Bunu yapmadan, bu kaynağı vermeden, 'Sen topla, geriye de bırakma' dersen, işte bu yapılanlar oluyor. Bu cinayet sorumsuz yasama anlayışının eseridir. Derhal bu kanun değişmelidir. Buradan bu çağrıyı yapıyoruz. Grup başkanvekili arkadaşlarımız birazdan açılacak Meclis'te bu konuyu gündeme getirecek. Bu konuda gruplara çağrı yapacaklar. Arkadaşlarımız değişiklik tekliflerini komisyonlara iletecekler. Biz elimizden geleni yapacağız ama bir çağrım da Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) sayın üyelerine. Bu örtülü katliam yasasını, biz uygulamasak da birilerinin uyguladığı bu yasayı, Yüce Mahkeme'ye taşıdık. Yüce Mahkeme zaman geçirmeden bu yasayı iptal etmelidir. Bu yasanın yerine yeni yasa için de öyle çok uzun bir süre değil, çok kısa makul bir süre vermeli ve bir an önce bu yasanın düzelmesi sağlanmalıdır. AYM'nin her birinin çocukları, torunları olan kıymetli üyelerine sesleniyorum, torununuzun gözlerine bir bakın. Bu Gebze'deki yaşandığında torununuzun gözündeki korkuya bir bakın, endişeye bir bakın, öfkeye bakın ve bir an önce bu dosyayı karara bağlayın. Bu katliam yasası durdurulmalıdır ve durdurulacaktır" dedi.
'GARİBANIN YAKASINDAN DÜŞECEKSİN'
Özel, İsrail tehdidinin gündeme getirilmesinin ardında, kredi kartlarından savunma sanayisi için kesinti yapılması ve yeni vergiler getirilmesi gibi çabaların olduğunun anlaşıldığını söyledi. Özel, şunları kaydetti:
"Esas niyet 'Cambaza bak' derken milleti oyalamak sanıyorduk, 'Cambaza bak' derken bunun yanında bir de milletin cebine el atacaklarmış, attılar. Savunma Sanayii Destekleme Fonu getirdiler. 'Tehlike büyük, İsrail Türkiye'ye saldıracak, savunma sanayisine hep beraber destek olacağız.' Nasıl olacağız? Vergi beyannamelerinden 600 TL, 100 bin lira üzeri kredi kartlarından 750 TL, Motorlu Taşıtlar Vergisi'nden muaf olan elektriklisinden, küçük silindirlisinden hem ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) hem yüzde 20'si Savunma Sanayii Fonu'na, her gayrimenkul alım satımından alandan para, satandan para. 1’inci el arabadan 3 bin lira, 2’nci el arabadan 1500 lira, noterdeki her işlemden 75 lira. 5 bin liranın üzerindeki kol saatlerinden para, dron uçuruyor çocuklar, askeri amaçlı olmayan tüm dronlardan para, akla gelebilecek her şeyden para. Hesap kitap hızlı yapıldı. '70-80 milyar lira' dediler, bugün mali müşavirler hesap yapmış, sadece beyannamelerden 75 milyar lira toplayacaklar. Ne için? 'İsrail saldıracak, tehlike büyük. Pamuk eller cebe. Meğerse o gizli oturumda havanda su dövdükleri, Tayyip Bey'in gizli oturumu hesap edemeyip, 'Bir bildiğimiz var, tehlike büyük' deyip akşam televizyonda konuştuklarının hepsi, hepimizden bu paraları almak içinmiş. 22 yıl önce tam tersini savunup, ki o zaman büyük bir deprem vardı. O depremden dolayı ülke çok zor durumdaydı, o günlerde bunlara itiraz ederek geldiler. İktidarlarının ilk yılında söz vermişlerdi, 30 Temmuz 2003'te kredi kartı sözleşmelerini Damga Vergisi'nden muaf yaptılar. 21 yıl sonra tüm kredi kartlarının yüzde 50'sinden, her isteyene istemeyene kart veriyorlar, sormadan limit artırıyorlar ve tüm kredi kartlarının yarısından 21 yıl sonra yepyeni bir vergi alıyorlar. Vergi neyden alınır? Kazanandan alınır. Kredi kartını veren banka mı kazanıyor, alan vatandaş mı kazanıyor? Krediyi çekecek, çekmemiş. Limit vermiş, kendi kendine artırmış. Alışveriş yapandan da değil, yapma ihtimali olandan vergi almaya kalkıyor ama Türkiye'nin en büyük karlarını eden bankalara değil, kredi kartıyla kendini döndürmeye muhtaç vatandaşın gırtlağına çöküyor. Buradan şunu söylüyorum, bu kredi kartlarından, bu 750 lira parayı, kaldı ki şöyle yapmış, ocak geldiğinde yüzde 40 mı enflasyon, yeniden değerleme. Yüzde 50 de artırma imkanı var, yüzde 60. 750 lira artacak, 100 bin limiti artmayacak. Herkesin kartları 1-1,5 yılda bunun üstüne çıkacak, tüm kartlardan alacaklar. Şimdi yapılmayan alışverişten, vergi almaya kalkan Deli Dumrul'a diyorum; bu vergiyi, bu parayı alamazsın, almayacaksın. Onu o taslaktan öyle ya da böyle çıkaracaksın. Alacaksan Türkiye'nin en çok para kazanan bankalarına gidip ondan alacaksın. Ondan alacağı kredi kartıyla çocuğuna mama alan, bez alan, evladının ilacını alan, evinin tüpünü ödeyen, evladına süt alan, anasının evinin doğal gaz parasını kredi kartından çektiren garibanın yakasından düşeceksin kardeşim."
'TEĞMENLER CEZA ALIRSA TARAFINI BELLİ EDECEKSİN'
Kara Harp Okulu Mezuniyet Töreni'nde teğmenlerin kılıçlı yeminine ilişkin soruşturmayı yakından takip ettiklerini belirten Özel, "Esas mesele oradaki sözün kendisinde Sayın Erdoğan, hiç rahatsız olacak bir şey yok. Ne demiş teğmenler? 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz.' Kimin olacaklar? Şimdi o teğmenler 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' demeyecek de 'Trikupis'in askerleriyiz mi' diyecek. O teğmenler, Mustafa Kemal'in tarafında. Sizin Mustafa Kemal'e zerre muhabbet beslemeyen 'Ne ölüme ne dirime gelsin' diyen fesli deli Kadir'in dirisine sen gittin, elini sıktın, elini öptün, hürmet ettin, cenazesine 5 bakan gönderdin. Biz Mustafa Kemal'in tarafındayız. Senin o çok hürmet ettiğin fesli deli Kadir Yunan'ın tarafındaydı. 'Keşke Yunan kazansa' diyordu. Biz tarafımızı muhafaza ediyoruz. Anlaşılan bu teğmenler ceza alırsa sen de tarafını tekrar göstereceksin. Ayrıca siyasi parti ayrımı olmaksızın sorulduğu bütün anketlerde tüm siyasi görüşlerden vatandaşlarımız teğmenler meselesinde cezalandırmayı yersiz, teğmenlerin tavrını da doğru buluyorlar. Bu millet teğmenlerin karşısında duran bu anlayışa karşı durması gereken doğru yerde duruyor. Bu millet genç teğmenlerin yanında, devleti teğmenlerin karşısına dikenlerden de ilk sandıkta hesap soracak herkes bunu bilsin" ifadelerini kullandı.
'BU ÇOĞUL LAF KİMİN'
Millet geçim derdindeyken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın HÜDA PAR'a verdiği sözleri tuttuğunu aktaran Özel, "Şimdi de o HÜDA PAR'cıların açtığı tartışmayı, Anayasa'nın ilk 4 maddesi tartışmasını kendileri sürdüremiyor, 'Sorunumuz yok, konuşmayız' diyor. Ama o mayınlı araziye Numan Bey'i yolluyor. Numan Bey güya entelektüel bir tartışma yapacak. Çıkmış bir de en son şunu söylemiş; Kendimizden de ne istediğimizden çok eminiz' Kim? Anayasa'nın ilk 4 maddesini tartışmaya açmak, Meclis Başkanlığı'nın kurumsal görüşü değilse, üzerine yemin ettiğimiz Anayasa'nın değişmez maddesini konuşmak tarafsız Meclis Başkanı'nın işi değilse bu çoğul laf kimin" dedi.
'EL UZATMAK İYİDİR'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, DEM Partili milletvekilleriyle el sıkışmasını değerlendiren Özel, "Baktılar, gördüler ki anketinde, kamuoyu araştırmasında, toplumda, CHP'nin lüzumsuz tartışmalardan kaçan, sürekli vatandaşın derdinden söz açan siyaseti karşılık buluyor. Devlet Bey normalleşmeye karar verdi. Devlet Bey DEM'e uzattığı eli söylüyor. Düne kadar 'Kapatılsın, hazine yardımına el konsun, terör odağı' dediği partiye, bize, o partinin seçilmiş milletvekillerine diyalog kurduğumuz için, el sıktığımız için demediğini bırakmayan Devlet Bey, 'Uzattığım el hesapsızdır, kitapsızdır' demiş. Ben ona diyorum ki Devlet Bey doğrusunu yapıyorsun. El uzatmak iyidir, el sıkışmak iyidir. Konuşmak kavgadan iyidir, diyalog kuru inattan iyidir, barışmak küslükten iyidir. Bu yaptığın için seni eleştirmiyorum. Dün bana dediklerini dönüp de şimdi sana söylemiyorum. Diyorum ki el uzatman doğrudur. Milletin temsilcisine uzatılan el, milletin kendine uzatılan eldir. Milletin temsilcisine gösterilen saygı, onu seçene gösterilen saygıdır. Bir partiyi yok saymak, ona oy veren seçmeni yok saymaktır" diye konuştu.