Özgür Özel, davanın seçimlerin sonrasına ertelenmesine tepki gösterip, "25 Nisan günü yine buradayım. Çok daha büyük bir çağrıyla, çok daha kalabalık, ailelerimizin yanında olacağız. Adalet arayışının yanında olacağız. Bu adaleti bu rayların altında bırakmayacağız" dedi.
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili 13 sanıklı davanın karar duruşması, ertelendi.
Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı'ya gitmek için hareket eden 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu tren, 8 Temmuz 2018'de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkıp devrildi. Kazada 7'si çocuk, 25 kişi yaşamını yitirdi, 328 kişi yaralandı. Kazada kusurlu bulunan TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde müdür olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği'nde çalışan Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği'nde Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında 'taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak' suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
9 GÖREVLİYE DAHA DAVA AÇILDI
Sanıkların tutuksuz yargılandığı dava sürürken, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı, alınan yeni bilirkişi raporunun ardından soruşturmanın genişletilmesine karar verdi. Savcılık, kazanın meydana gelmesinde hava durumunun takip edilmemesi, hava durumunun takip edilememesi nedeniyle olumsuz hava koşullarında demir yolu hattının özel olarak muayene edilememesi, menfezin ve çevresindeki hat kesiminin gerekli bakımlarının, temizliğinin, yabani otla mücadelesinin yapılmaması, kaza yeri menfezinin İstanbul istikametindeki büzün tıkalı olması nedeniyle büze gelen yağmur suyunun aradaki kanal vasıtasıyla kaza menfezine yönelmesi sebeplerinin etkili olduğunu değerlendirdi. Değerlendirmenin ardından savcılık, kazada sorumlulukları bulunduğunu anlaşılan TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü'ndeki 9 görevli hakkında da 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' ve 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçlarından Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
TUTUKLANIP, TAHLİYE EDİLDİ
Haklarında kamu davası açılan TCDD görevlileri; olay tarihinde TCDD 1'inci Bölge Müdürü Nihat Aslan, bölge müdürlüğünde bakım servis alanlarından sorumlu müdür yardımcısı L.M., TCDD 1'inci Bölge Demiryolu Bakım Müdürü Mümin Karasu, üstyapıdan sorumlu bakım servis müdür yardımcısı L.K., altyapıdan sorumlu bakım servis müdür yardımcısı N.A., yol kontrolörü olarak görev yapan B.O., inşaat mühendisi T.B.Ö., mühendis olarak görev yapan D.P. ve K.B.'nin de yargılanmasına başlandı. Bir önceki duruşmada, Mümin Karasu hakkında tutuklanmaya yönelik yakalama kararı verildi. Karasu, 10 Ekim 2022'de adliyeye gidip, teslim olduktan sonra tutuklandı. Avukatlarının itirazıyla Karasu, 24 Aralık 2022'de yurt dışına çıkış yasağı tedbiriyle tahliye edildi.
TCDD'NİN BİRİMLERİ ASLİ KUSURLU BULUNDU
Davada, oluşturulan bilirkişi heyetinin ek raporu mahkemeye sunuldu. Raporun ulaştırma ve yapı mühendisliği bölümünde kaza nedenleri, 'Kaza yerindeki menfezin hidrolik ve kanat duvarları açısından yetersizliği. Balast tabakası altındaki koruma tabakasının yetersizliği. Balast tutucu duvarların eksikliği. Hat üstyapısının yürüyerek gözleme olanak tanıyacak kadar geniş olmaması. Dolgu şevi boyunca gelişmiş olan yabani bitkilerin şevi zayıflatması. Ray kırığı konusunda uyarıda bulunacak elektronik sistem eksikliği' olarak sıralandı. Raporda, "TCDD Genel Müdürlüğü Ar-Ge Birimi, Merkez ve 1'inci Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlükleri ile altyapı ve sanat yapılarını yenilemeden sorumlu başkanlığı ve Yol ve Geçit Kontrol Memuru istihdam etmekle sorumlu başkanlığının asli kusurlu oldukları görüş ve kanaatine varılmıştır" denildi.
3 KİŞİ HAKKINDA TUTUKLAMA TALEBİ
Geçen 17'nci duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, sanıklardan Mümin Karasu, Turgut Kurt ve Özkan Polat'ın tutuklanmalarını talep etti. Mütalaada, "Sanıklar Mümin Karasu, Turgut Kurt ve Özkan Polat'ın kaza tarihindeki bulunduğu türev ve sorumlulukları bakımından 30/05/2018 tarihli yazıyı düzenleyip imzaladığından ve alt birimler tarafından bu yazının gereğinin yapılıp yapılmadığını, gereğinin ne şekilde yapıldığının denetleme görevi bulunduklarından yaz mevsimi geneli için gerçekleşmesi öngörülen ve kaza günü özelinde hava durumu takip edilseydi öngörülebilir olan ray altındaki boşalmanın/akmanın, hava şartlarından kaynaklı hat bozulmanın ve neticesinde meydana gelen kaza ile yaralanma ve ölüm neticelerini öngördüğünden TCK 22/3 uyarınca bilinçli taksitle hareket ederek üzerlerine atılı suçu işledikleri" denildi.
Savcı mütalaasında, Mümin Karasu, Turgut Kurt ve Özkan Polat'ın 'bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan cezalandırılmalarını talep ederek, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olması dikkate alınarak, tutuklanmalarını istedi. Mütalaada, diğer sanıklar Celaleddin Çabuk, Çetin Yıldırım, Burhan Ortancıl, Deniz Parla, Kubilay Haşkaya, Levent Kaytan, Levent Muammer Meriçli, Nihat Aslan, Nizamettin Aras ve Tevfik Baran Önder'in ise Mümin Karasu tarafından1 4'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'ne e-imzalı gönderilen yazının muhatapları olmadıkları, yazıda bahsedilen yaz mevsimine ilişkin olumsuz hava koşullarında alınması gereken tedbirlere dair yetki, görev ve sorumluluklarının bulunmadığı, ayrıca suça konu kazayı ve neticesini öngördüklerine dair delil bulunmadığı ve bu nedenle haklarında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanamayacağı belirtildi.
Geçen duruşmada, sanık ve avukatlarının savunmalarının ardından mahkeme heyeti, tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına, dava konusu dosyanın kapsamlı olması, esas hakkında beyan ve savunmaların çok sayıda olması, mahkemeye ibraz edilen bazı belgelerin ve sözlü beyanların değerlendirilmesinin zorunlu olmasının hususları dikkate alınarak dosyanın incelenmesine karar verip, duruşmayı erteledi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Bugün görülen duruşma, 10 dakika sürdü. Katılanların kimliklerinin tespit edildiği duruşmada, heyette bir hakimin izinde olması nedeniyle mahkeme başkanı, sanıkların son savunmalarının alınamayacağını belirterek, duruşmayı 25 Nisan'a erteledi. Ertelenme kararı üzerine aileler, salondan çıkmayarak, alkışlı protestoda bulundu.
ÖZEL, AİLELER İLE YÜRÜDÜ
Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 19'uncu duruşma öncesinde kazada hayatını kaybedenlerin aileleri ile bazı yaralılar, duruşmanın yapıldığı Halk Eğitim Merkezi önüne yürüdü. Yürüyüşe CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve bazı milletvekilleri de katıldı. Yürüyüşün ardından duruşmanın yapılacağı Halk Eğitim Merkezi önünde ailelerle bir araya gelen Özel, her zaman yanlarında olduklarını söyledi.
Duruşmanın ertelenmesinin ardından konuşan Özgür Özel, "Öncelikle bir kez daha buradaki herkesin, acılı ailelerin evlatlarını, eşlerini, ailelerini kaybetmiş olan herkesin acısını bir kez daha paylaşıyorum. Buradaki mücadeleyi, acılı ailelerin yakarışları olarak duymayın. Bundan sonra hiçbir ana ağlamasın diye burada gelip, duruyorlar, yürüyorlar. 19 duruşmadır, burayı bırakmıyorlar" dedi.
'ADALETİ RAYLARIN ALTINDA BIRAKMAYACAĞIZ'
Bugün karar duruşmasının yapılacağının söylendiğini belirten Özel, "Bugün karar duruşması dendi. Aileler zaten buradaydılar. Geldik duruşma salonu ağzına kadar doluydu ve normalde zaten bugün karar vermeyecek olsa bunu avukatlara söyler, 'Şöyle bir engelim var, 2 ay sonraya erteleyeceğim' der. Bu insanlara bu kadar zulüm etmez. Köylerinden, evlerinden kalkıp, yaşlı gözleriyle, bastonlarıyla, acılarıyla buraya gelip, bu insanlara yoklamayı alıp, '2 ay sonraya erteledim' demek; vicdansızlıktır, korkaklıktır. 25 Nisan günü buradan size söz olsun. Burada yüz kişiysek, bin kişi olacağız, bin kişiysek, on bin kişi olacağız. Bu kalabalıktan korkup da kaçanlar şunu bilsinler; 25 Nisan günü yine buradayım. Çok daha büyük bir çağrıyla, çok daha kalabalık, ailelerimizin yanında olacağız. Adalet arayışının yanında olacağız. Bu adaleti bu rayların altında bırakmayacağız. Bu rejime ezdirtmeyeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunduğunu söyleyen Özgür Özel, "Salona bugün girdim ve tarafımı belli ettim. Evlatlarını kaybetmiş iki annenin arasında oturdum. Sen de 25 Nisan günü gel. Madem bu davayla bu kadar ilgilisin. Bu dava yüzünden görevden alınan genel müdürü terfi ettirerek Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü'ne 4 gün önce açıklıyorsun. Madem mafya filmlerindeki gibi semboller üzerinden konuşuyoruz. Sen diyorsun ya heyete, 'Katilime bile sahip çıkarım, onu sana yargılatmam. Hatta 4 gün önce terfi ettiririm, tarafım budur' diyorsun ya. Bugün tarafımı belli ettim, ailelerin yanında oturdum. Eğer şu kadar cesaretin varsa, şu kadar yüzün tutuyorsa, eğer gerçekten o kadar cesursan, mafya filmlerindeki mafya liderleri gibi sembollerle mesaj verme. Gel tarafını göster. Yargılananların tarafına otur. Savunanların, bu katilleri savunanların tarafına otur. Yanına da yargılatmadığın TCDD Genel Müdürü'nü al. O günkü bakanı al. Binali Yıldırım'ı al. Yan yana diz dize, katillerin tarafına geçin ve esas meselenin sorumluları olarak en önde oturun. Bu ailelerin gözünün içine bakın ve 'bizim tarafımız bu' deyin" diye konuştu.
'KARARI SEÇİMDEN SONRAYA KAÇIRIYORSUN'
Özgür Özel, ezenle ezilen karşı karşıyaysa ezilenden taraf olduklarını belirterek, "Ciğeri yananlar ile o ciğerleri yakanlar karşı karşıyaysa ciğeri yanan tarafız. Bir mağdur varsa, mağdurdan tarafız. Sen görülüyor ki hem bu mağdurların hem de bu tedbirler alınmadığı için yanacak diğer canların analarının, babalarının karşısındasın. Benim için senin karşında olmak namus ve şeref borcudur. Sonuna kadar bu tarafta duracağım. Eninde sonunda senden de bütün katillerden de Soma'nın katillerinden de Hendek'in katillerinden de Pamukova'nın katillerinden de Afyon patlamasının katillerinden de teker teker hesap soracağız. Bundan sonra bizim tarafımız belli, senin tarafın da belli oldu. Ve bu kararın 25 Nisan'a bırakılmasındaki esas mevzuyu da biliyoruz. Kararı seçimden sonraya kaçırıyorsun. Bu kararı seçimden önce verip de toplumun senin ne yaptığını görüp, sandıkta senden hesap soracağını biliyorsun. Ondan korkuyorsun. Yapacağınız rezillik ortaya çıktı. Sandıktan sonraya kararı kaçırıyorsun. İstediğin yere kadar kaç. Bu anne, birlikte seni kovalamaya devam edeceğim" diye konuştu.
‘YILLARDIR BEKLEDİĞİMİZ ADALETİ İKİ AY SONRAYA ERTELİYORLAR’
Kazada eşi Hakan Sel ve oğlu Arda Sel'i kaybeden Mısra Öz ise 6 yıldır duruşma salonuna gidip geldikleri söyledi. Öz, "Biliyoruz ki bu ülkenin yurttaşlarıyız ve ölen bu ülkenin yurttaşı. Bugün karar açıklayacağız deyip yarın bizi buraya davet ediyorlar. Yetmiyor ertesi gün oluyor, buraya geliyoruz karar gününde, hiçbir şey yokken, tek bir evrak bile dosyaya girmezken; 2 ay sonrasına duruşma günü veriyorlar. Sebep ne biliyor musunuz? Hakimlerden bir tanesi bu sabah rahatsızlanıp, izin almış. İnanabiliyor musunuz? Bunun için yıllardır beklediğimiz adaleti, iki ay sonrasına erteliyorlar. Bu ülkede neyiz arkadaşlar? Ölen canlarımız ne? 6 yıldır ne yaşıyoruz? Biliyor musunuz? Bugün burada bu kadar kalabalığı gördükleri için, bugün burada sayın genel başkan yanımızda olduğu için, siyasi partiler yanımızda oldukları için, yurttaşlar bize destek verdikleri için ilk defa Çorlu tren katliamı davası bu kadar kalabalık olduğu için korkup, karar açıklayamadılar" dedi.