MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında bugün PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a yönelik çağrıda bulunmuştu.
"KANA DEĞİL KARDEŞLİĞE SUSADIKLARINI GÖSTERSİNLER"
Bahçeli, "Türk-Kürt kardeştir, araya giren, bozgunculuğa heveslenen kim varsa kamburdur, kalleştir, kanser hücresidir, kahrolmaya mahkumdur. DEM Parti’nin iradesini İmralı’ya rehin bırakması siyasetin doğasıyla ve ahlakıyla bağdaşmayan, hür ve bağımsız siyasetçi yapısıyla uyuşmayan ilkelliktir. Türkiye’ye getirilirken, 'Her türlü hizmete hazırım' diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin. Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin. Hodri meydan, kana değil kardeşliğe susadıklarını göstersinler" şeklinde konuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Bakırhan, Bahçeli'nin çağrısına yanıt verdi.
Tuncer Bakırhan şunları söyledi:
Kürt meselesinde hafif bir tartışma olduğu zaman, kimileri bir düşünce beyan ettiği zaman hemen bir koro hep bir ağızdan 'Kürtler iktidarla anlaştı' der dururlar. Artık bu durumdan Türkiye'yi kurtarmak gerekiyor. Bu bir siyaset değildir. Bu başkası yerine konuşmaktır. Kürt kiminle konuşur, kiminle oturur, kimin eline tutar kendisi karar verir. Kaldı ki kimseyle oturduğumuz, konuştuğumuz, kapılı kapılar arkasında bir şey çevirdiğimiz yok. Dolayısıyla en başında 'Kürtler iktidarla anlaştı' diyenler oluşabilecek diyalog zeminleri önüne bariyer koyarak bu ülkenin çözümsüz bir şekilde bu biçimde devam etmesini istiyorlar.
CHP ÇÖZÜMÜN YANINDA YER ALMALIDIR
Gelin, bugün ilk Meclis'in ruhunu, 1921 Anayasası'nı aşacak bir çaba içinde olalım. Demokratik, laik adil bir cumhuriyet çağrısını biz de yineliyoruz. Ana muhalefet partisine büyük görev düşüyor. CHP, statükoya sığınmayan, çözüm karşıtı bir yere savrulmadan Kürt sorunu başta olmak üzere ülkenin temel meselelerinin demokratik bir şekilde çözülmesi için karşı bir yerde durmalıdır. Çözümün yanında yer almalıdır.
KAPILARI AÇIN, DİNLEYELİM, GÖRELİM
Bugün sayın Bahçeli'nin konuşmasını dinledim. Gerçekten şaşırdım, metin yazan arkadaşlarına da sesleniyorum. Sayın Öcalan'a bugün Bahçeli bir çağrı yaptı. Ama o çağrının muhataplarına ulaşması için sayın Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılmasını bilmiyor. 43 aydır sayın Öcalan'la avukatlar, aile görüşemiyor. Sayın Bahçeli, sayın Öcalan'ın ne söyleyeceğini, ne çağrı yapacağını biz de merak ediyoruz senin gibi. O zaman tecridi kaldırın, sayın Öcalan'ın ne dediğini görelim. 43 aydır kuş uçmayan, kervan geçmeyen, uçan kuşların bile üzerinden geçmediği bir adaya böyle boşu boşuna çağrı yapılır mı? Buyurun, sizin sormuş olduğunuz soruya sayın Öcalan'ın nasıl cevap verdiğini merak ediyoruz. Kapıları açın, dinleyelim, görelim.
SEMİH YALÇIN'A YANIT
Mekanın sahibi olarak bizimle konuşamazsınız. Biz bu ülkenin kadim halkıyız. Mekanın sahibi emekçilerdir, üretenlerdir, ezilenlerdir, Çanakkale'de yaşamını yitirenlerdir, Malazgirt'te kapıları açarak sizlerin Anadolu'ya girmenizi sağlayanlardır. Bu topraklarda sizden önce Pir Sultan'lar vardı, Hacı Bektaş'lar vardı, Seyit Rıza'lar vardı. O geleneğin temsilcileriyiz. Bir sahip varsa burada oturan herkestir. Herkes diline, üslubuna dikkat etmelidir. Bir taraftan elini uzat, diğer taraftan parmak salla, tehdit et... Böyle olmaz, lütfen üslubunuzu, dilinizi gözden geçirin."