Kemal Kılıçdaroğlu, Edirne F Tipi Cezaevi'nde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etti. Yaklaşık 3 saat cezaevinde kalan Kılıçdaroğlu, çıkışta gazetecilere açıklamalarda bulunup, sorularını yanıtladı. Selahattin Demirtaş ile Selçuk Kozağaçlı'yı ziyaret ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Önce şunu ifade edeyim; kendilerini sağlıklı görmek açısından son derece güzel. Hem sağlıklı olmaları hem Türkiye'nin sorunlarını yakından takip etmeleri beni çok mutlu etti. Sayın Demirtaş sivil siyasetin öncüsü. Türkiye'de herkesin huzur içinde yaşamasını, mutlu yaşamasını arzu ediyor. Türkiye'yi yakından izliyor, dünya siyasetini yakından izliyor. Sayın Kozağaçlı da aynı şekilde. Dolayısıyla bizim görevimiz yeni bir siyaset dilini Türkiye'yi egemen kılmak, Türkiye'de bütün arkadaşları, bütün yurttaşları, bütün dostların huzur içinde yaşamasını, sağlıklı yaşamasını, barış içinde yaşamalarını, düşüncelerini özgürce dile getirmelerini arzu ediyoruz. Ben Sayın Demirtaş'ı uzun süredir izliyorum. Kendisini yakından görmem, uzun bir sohbet gerçekleştirmemiz de benim açımdan son derece yararlı oldu" dedi.

 

'TÜRKİYE'DE HİÇ KİMSENİN DÜŞÜNCELERİNDEN ÖTÜRÜ HAPSE ATILMASINI İSTEMEM'

Demirtaş ile Türkiye siyasetini konuştuklarını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Komşularımızdaki gelişmeleri konuştuk. Dünya siyasetini konuştuk. Az önce de ifade ettim; yeni bir siyaset diline ihtiyaç olduğumuzu da her iki değerli siyasetçi arkadaşımız dile getirdi. Gerçekten barıştan yana, huzurdan yana, beraber yaşamaktan yana sivil siyasetin ne kadar önemli olduğu vurgulandı zaten. Dolayısıyla bu çerçevede bir görüşme, bir değerlendirme yaptık. Ben tabii Türkiye'de hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü hapse atılmasını istemem. Düşünceyi saygıyla karşılarız. Kendilerinin düşüncelerine katılırız veya katılmayız, o ayrı bir şey ama bir kişinin düşüncelerini ifade etmesi son derece değerlidir ve demokrasilerde bu kaçınılmazdır, böyle olması gerekir" ifadelerini kullandı.

 

'ÜLKEMİZDE HUZUR İÇİNDE YAŞAMAK İSTİYORUZ'

Kemal Kılıçdaroğlu, ziyaret ettiği Demirtaş ve Kozağaçlı'nın kendisinin siyaset ve Türkiye'deki sorunların çözümü konusunda ne kadar samimi olduğunu bildiklerini belirterek, "Dolayısıyla bu çerçevede ben olaylara yaklaşıyorum. O dönem iktidar bir anayasa değişikliğini, terör olayı üzerinden referanduma sunmak istiyordu. Bu çok daha büyük sorunlar yaratacaktı, Türkiye açısından. Biz buna engel olduk. Dolayısıyla bizim bakış açımız, Türkiye'de huzurun olması, Türkiye'de yeni bir siyaset dilinin, sivil siyaset dilinin gelişmiş olması, Türkiye'de terörün sona ermesi, Orta Doğu coğrafyasında barışın olması, huzurun olması, Türkiye'de insanların huzur içinde yaşamaları, herkesin kendi kimliğine başkalarının saygı duyması, saygı göstermesi. Bu çerçevede zaten aramızda herhangi bir ayrım da yoktur. Dolayısıyla düşüncelerimizi rahatlıkla ifade edebiliyoruz. Ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyoruz" dedi.

 

'TÜRKİYE, DEMOKRATİKLEŞMEDİĞİ SÜRECE NORMALLEŞME OLMAZ'

Demirtaş ve Kozağaçlı'nın gençlerin yurt dışına gidişleriyle ilgili kaygılarını dile getirdiğini anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Doğrudur, gençlerin yurt dışına gitmeleri, geleceklerini yurt dışında aramaları gerçekten kaygı verici bir olay. Türkiye'nin bu sorunu çözmesi lazım. Gençler, 'Ev alamayız, araba alamayız, düşüncelerimizi ifade edemiyoruz' diye başka beklentiler içine giriyorlar ve Türkiye, en değerli varlıklarını maalesef kaçırıyor. Bu konudaki kaygılarını da dile getirdiler. Türkiye, demokratikleşmediği sürece normalleşme olmaz. Normalleşmenin temel koşulu, demokratikleşmedir, düşüncelere saygıdır. Herkesin düşüncesini özgürce ifade edebileceği bir ortamın yaratılmasıdır. O zaman zaten normalleşme olur. Ama siz hala otoriter yapıyı sürdürür ve bu otoriter yapıyı güçlendirmeye kalkarsanız zaten demokratikleşme olmaz. Yani işin özünde demokrasiyi bütün kurumlarıyla, düşünceleriyle, kurumlarıyla dile getirmek ve bunları yaşatmaktır. Eğer bunlar olmazsa zaten demokrasi dediğimiz şey gelişmez. Demirtaş dışarıda olsaydı sivil siyasetin önü çok daha rahat açılırdı ve ben eminim terör olayları da biterdi. O nedenle Sayın Demirtaş'ın içeride tutulmasını asla doğru bulmuyorum" diye konuştu.