Kayıp "Çimpe" Kalesi'nin yeri Hacettepe Üniversitesi Tarih Anabilim Dalı doktora öğrencisi Metin Tetik, Gelibolu Yarımadası'nda yaptığı çalışmalar sırasında buldu. Çimpe Kalesi'nin Tekirdağ'ın Şarköy ilçesine bağlı Yeniköy'de olduğunu söyleyen Tetik, "Konumu ve isminin 'Cinbasar Tepe' olması, Osmanlı arşiv belgeleri ve Osmanlı-Bizans kroniklerinin de bu bölgeyi işaret etmesi, burasının Çimpe Kalesi olma ihtimalini güçlendiriyor. İsmiyle birlikte de netlik kazanıyor" dedi Hacettepe Üniversitesi Tarih Anabilim Dalı doktora öğrencisi Metin Tetik, Osmanlıların Rumeli'ye geçerek, beylikten imparatorluğa yükselişinde sembolik önemi bulunan Çimpe Kalesi'nin asıl yerini Gelibolu Yarımadası'nda gerçekleştirdiği arazi çalışmaları sırasında tespit etti. Tekirdağ'ın Şarköy ilçesine bağlı Yeniköy yakınlarında arazi çalışmaları sırasında Cintepe-Cinbasar Tepe'de kale kalıntılarıyla karşılaştığını belirten Tetik, Osmanlı arşiv belgeleri ve Osmanlı-Bizans kroniklerinin bu bölgeyi özellikle bu noktayı işaret etmesi, kalıntıların Çimpe Kalesi'ne ait olduğunu güçlendirdiğini söyledi. Gelibolu Yarımadası'nın birçok noktasında arazi çalışması gerçekleştirdiğini dile getiren Tetik, "Bu bölge 1475 tarihindeki Gelibolu Defteri'nde 'Karye-i Umur-Beğlü Cinbi/Çimpe dahi derler' diye belirtiliyor. Gelibolu Yarımadası'nı karış karış gezdim. Bu bölgeye geldiğim zaman Çimpe Kalesi'ni aramaya başladım. Çimpe'nin diğer varyasyon isimleri var; 'Çin Hisarı', 'Cinbe', 'Cinbi' gibi isimler ya da 'Umurbeyli köyü'nün olup olmadığını sordum. Evreşe'den tutun, Adilhan köyüne kadar bütün arazileri gezdim. Köylüler, Yeniköy'de 'Cintepe', 'Cinbasar Tepe' gibi bir yerleşim isminden bahsettiler. Bu yer Yeniköy'e 2 kilometre mesafede. Araziye geldik ve burada kale kalıntıları bulduk" ifadelerini kullandı. 'OSMANLI ARŞİV BELGELERİYLE UYUŞUYOR' Metin Tetik, kale kalıntılarının olduğu alanın hem Saros Körfezi'ni hem de Evreşe'yi gördüğünü belirterek, "Konumu ve 'Cintepe', 'Cinbasar Tepe' isimleri nedeniyle Yeniköy'deki alanın Çimpe Kalesi olabileceğini düşünerek çalışmalarımızı sürdürdük. Alanın 'Çimpe' olabileceğini düşündüren başka veriler bulmaya çalıştım. Mimar Sinan Üniversitesi'nden bir hocamızın burada yüzey araştırması yaptığını öğrendim. Yaptığı çalışmalar, bu kalıntıların Antik dönem Bizans kalesi olduğunu söylüyor. O veriler çok önemli. Burada hakikaten bir kale kalıntısı var ki; define avcılarının kazdığı bölgede kale kanıtları, surlar, sütunlar çok belli. Onun dışında kalenin tepede olması önemli bir başka nokta. Bizans kaynaklarında Fatih'in Yeniçerilere yaptığı bir konuşmasını aktarıyor; 'Benim atalarım, Rumeli'den geçtikleri zaman dağın tepesindeki kaleyi aldılar, yavaş yavaş ovaya indiler' diyor. Bu noktada kalenin dağın tepesinde olması gerekiyor. Bu durum Osmanlı arşiv belgeleriyle uyuşuyor" diye konuştu. 'BU NOKTANIN KORUNMASI LAZIM' Türklerin ilk Rumeli'ye geçtiği noktanın Anadolu yakasındaki kemerin tam karşısında olduğunu ifade eden Tetik, “Erken dönem Osmanlı tarihlerinde Çimpe'den sonra fethedilen kalelerden bahsediliyor. Bu kaleler, Osmanlı fethi güzergahıyla da uyuşuyor. Yani Çimpe'den sonra fethedilen 3 kale şu an benim 'Çimpe' diye tespit ettiğim yerin etrafında bulunuyor. Ayrıca 1569 ve 1600 tarihlerinde Umur-Beğlü köyünün çevresindeki köyler; Yünlüce, Cenger-Halil (Çengarlu), Uluman, Sofuca (Sofuköy), Yayaağaç, İdris Fakih (Doğancılı), Hasan-Bulgur (Bulgur). Günümüzde bu köyler, 'Cintepe', 'Cinbasar Tepe' yani Çimpe Kalesi'nin çevresinde bulunmaktadır. Böylelikle burasının Çimpe olduğu bu verilerle netleşiyor. İlk olarak bu alanın 1'inci dereceden SİT alanı haline getirilmesi gerekiyor. Çünkü Rumeli'ye geçişin ilk adımı Çimpe, tarihte ve Türk dünyasında çok önemli bir adım. Bu noktanın korunması lazım. En son geldiğimde defineciler burayı tahrip etmişlerdi. Burada araştırma yapılması lazım. Yoksa çok önemli bir değerimizi kaybetmek üzere olabiliriz" dedi.