İsrail güçleri sadece 2 gün içinde insani yardım almaya çalışan sivilleri hedef aldığı saldırılarda 127'den fazla Filistinliyi öldürdü, 760'ı aşkın Filistinliyi yaraladı.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi'nde yaşayan 2,3 milyon Filistinliden yaklaşık 2 milyonu yerinden edilirken, özellikle Gazze kenti ile kuzey bölgesinde yaşayanlar ciddi gıda, su, ilaç ve yakıt kıtlığı nedeniyle çocukların hayatına mâl olan bir açlığın pençesinde.
UAD, 26 Ocak’ta açıkladığı ihtiyati tedbir kararlarında, İsrail’in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atmasına, Gazze’deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına, Gazze’deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasına, kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ayda alınan tüm tedbirler hakkında mahkemeye bir rapor sunmasına hükmetmişti.
Ancak Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile orta kesimlerdeki Deyr Belah'ta insani yardım almayı bekleyen 127'den fazla Filistinliyi öldürdü ve 760'ı aşkın fazla Filistinliyi yaraladı.
Gazze'deki Filistin hükümeti, İsrail'in insani yardım bekleyenlere yönelik saldırısının "kasıtlı ve planlı" olduğunu vurgulayarak, "İşgal ordusu bu kişilerin, bölgeye insani yardım almak için geldiklerini biliyordu ancak onları soğukkanlılıkla öldürdü." ifadelerini kullandı.
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise Gazze Şeridi'nde insani yardım almak için bekleyen Filistinlilere ateş açarak 118 kişiyi öldüren ve yüzlerce kişiyi yaralayan İsrail askerlerine desteğini açıkladı ve onları "kahramanlar" olarak nitelendirdi.
"Un katliamı" olarak kayıtlara geçen olay, BM Güvenlik Konseyi'nin bağımsız bir soruşturma açması ve harekete geçmesi yönündeki taleplerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası düzeyde sert tepkilere neden oldu.