Annesine Donör Olmak İçin Kariyerinden Vazgeçen Futbolcuya ‘Şeref Diploması’ Annesine Donör Olmak İçin Kariyerinden Vazgeçen Futbolcuya ‘Şeref Diploması’

TBMM Genel Kurulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığının 2025 yılı bütçelerini görüşmek üzere toplandı. Genel Kurul'da sunum yapan Bakan Fidan, Uluslararası ilişkilerin günümüzde yeni bir denge arayışı içinde olduğunu belirterek, “Çevremizde ve farklı coğrafyalarda eş zamanlı yaşanan çatışma ve savaşlar 2024 yılında hız kesmeden devam etmiştir. Ülkeler arasındaki siyasi, askeri ve ekonomik gerilim had safhadadır. 2025 yılında da Orta Doğu, Rusya, Ukrayna ve Afrika'daki istikrar bozucu sınamaların devam edeceğini söylemek mümkün. Bu durum karşısında ülkeler, savunma sanayii yatırımlarını ve savunma iş birliklerini güçlendirmektedir. Son 10 yıldır artmakta olan küresel savunma harcamaları 2023 sonu itibariyle 2.4 trilyon doları aşarak rekor seviyeye yükselmiştir. Bu artış eğiliminin sürmesi beklenmektedir" dedi.

Bakan Fidan, 20 Ocak itibariyle Trump yönetiminin Amerika'da iktidarı devralacağını hatırlatarak, "Yeni yönetimin politikalarının birçok bölgede iz düşümünün olmasını bekliyoruz. Asya coğrafyasında Amerika-Çin rekabetinin ve iki ülkeyi karşı karşıya getirebilecek durumların artabileceğini öngörmekteyiz. Çin'in küresel nüfusunu artırma girişimleri, batılı ülkeler tarafından aynı ulus endişelerini karşılamakta ve giderek aralarındaki ilişki rekabet ilişkisinden tehdit ilişkisine doğru evrildi. Öte yandan, uluslararası ticaret, jeopolitik derinliğinin tedarik zincirlerinin üzerindeki etkileri nedeniyle kritik bir dönemden geçmekte. Yüksek gümrük tariflerinin ve korumacılık politikaların benimsenmesi ticaret savaşlarına ve daha fazla bloklaşmaya yol açacaktır” diye konuştu.

'TÜRKİYE, SURİYE HALKININ YANINDA DURMAYA DEVAM EDECEK'

Son iki yılda Esat rejiminin çöktüğünü belirten Bakan Fidan, Suriye’nin bütün yapılarıyla iflas ettiğini ve sadece ufak bir dokunuş beklediğini dile getirerek şu ifadelere yer verdi:

“Cumhurbaşkanımız bunu gördüğü için geçen yıldan itibaren aradaki bütün mekanizmaların Astana’dan itibaren bürokratik düzeyde, siyasi düzeyde kurulmuş ne kadar mekanizma varsa bunların hepsini bir kenara iterek kendisi direkt olaya müdahil oldu. Çünkü okuduğu raporlardan, yaptığı gözlemlerden olayın nereye gittiğini görüyordu. Kendisi en yüksek ağızdan en yüksek teklifi yaptı. Bunda da karşılık alamadık. Ama bu, onların karşı karşıya kaldığı sonu önlemedi maalesef. Halktan yükselen memnuniyetsizlik dalgası, rejimin saldırıları nedeniyle yaşanan sivil kayıplarla birleşince Suriye rejimi tahliyeye yaklaşmıştır. Cumhurbaşkanımızın Suriye'de yaklaşan süreci öngörerek ikili diyaloğun başlatılması ve muhalefet ile ulusal uzlaşım sağlanması çağrısında bulunmuştur. Ancak rejim Suriye halkı yerine kendi dar çıkarlarını düşünerek bu fırsatı değerlendirememiştir. Suriye halkına her zaman her hal ve şartta elini uzatan Cumhurbaşkanımız iradesiyle Türkiye olmuştur. Uluslararası toplumun Suriye halkının kaderiyle baş başa bıraktığı bir ortamda Türkiye tek başına Suriye halkının yanında durmaya devam edecek. Bundan sonraki süreçte de tüm desteğimizle bu yanında durmaya devam edeceğiz."

'SİZİN İÇİN SURİYE KÜRTLERDEN, KÜRTLER DE PKK'DAN İBARET'

DEM Parti sıralarından yükselen seslere tepki gösteren Bakan Fidan, “Sizin için Suriye Kürtlerden, Kürtler de PKK'dan ibaret. Suriye'nin tamamına bakın; Suriye'de Araplar var, Dürziler var, Kürtler var, Aleviler var, Sünniler var, birçok unsur var” ifadelerini kullandı.

'İSRAİL ŞİMDİ DE SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİN GELECEĞİNİ TEHDİT EDİYOR'

Suriye topraklarına giren İsrail’in işgal zihniyetiyle Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü hedef aldığını aktaran Fidan, “Suriye halkının barışa ve huzura yaklaştığı süreci tehlikeye sokmaktadır. Gazze'yi yerle bir eden İsrail, şimdi de Suriyeli kardeşlerimizin geleceğini tehdit ediyor. Netanyahu açıkça Golan Tepelerini İsrail toprağı olarak açıklamakta beis görmemekte. Zihniyet değişmiyor. İsrail'in saldırganlığı mezalimi ve hukuksuzluğu devam ediyor. Türkiye olarak her zaman Suriyeli kardeşlerimizin yanında duracağız. Suriye’nin terörizmin yuvası olmasına izin vermeyeceğiz. DEAŞ ve PKK’nın mevcut durumdan faydalanmaması için ne gerekirse yapacağız. İş birliği beklediğimizi müttefiklerimize dile getireceğiz" dedi.

'2 MAYIS'TAN İTİBAREN İSRAİL İLE TİCARETİ DURDURDUK'

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına son vermesi için Türkiye’nin uluslararası toplumu harekete geçirmeye çalışırken, diğer taraftan insani yardımların seferber edildiğini aktaran Fidan, “Gazze'ye en fazla yardım gönderen ülkeyiz. Bugüne kadar 88 bin ton yardım gönderdik. İsrail'in Lübnan saldırıları sırasında da bu ülkeye en fazla yardım gönderen ülkelerden biri olduk. Filistin'e verdiğimiz desteği kötü niyetle karalamak isteyen çevrelerin iddiaları aksine, 2 Mayıs'tan itibaren İsrail'e ticaretimizi tamamıyla durdurduk. İsrail'in uluslararası hukuk önünde sorumlu tutulması için uluslararası mekanizmaların işletilmesine gayret ediyoruz” ifadelerini kullandı.

'AVRUPA ÜLKELERİYLE OLAN İLİŞKİMİZİ YÜKSELTMEYİ HEDEFLİYORUZ'

Avrupa Birliği'yle tam uyum sürecinin canlandırılmasına yönelik adımların devam ettiğini kaydeden Fidan, "Avrupa Birliği'nden beklentimiz de aynı yönde tutumun sergilenmesidir. Bu hususu temaslarımızda defaatle muhataplarımızın dikkatini çekmekteyiz. Avrupa ülkeleriyle olan yakın ilişkilerimizi 2025 yılında da çok boyutlu olarak yükseltmeyi hedefliyoruz. Biliyorsunuz Avrupa ülkeleriyle çok dengeli, iyi işleyen bir ticaret dengemiz var" dedi.

'KIBRIS MESELESİNDE EGEMEN EŞİTLİĞİNDEN VAZGEÇMEMİZ SÖZ KONUSU OLAMAZ'

Güney Kıbrıs Rum yönetiminin silahlandırılmasının adada yeni bir silahlanma yarışını da tetikleyebileceğine dikkati çeken Bakan Fidan, "Milli davamız Kıbrıs meselesinde, Kıbrıs-Türk halkının egemen eşitliğinden ve eşit uluslararası statüsünden vazgeçmemiz söz konusu olamaz. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm platformlarda bu hususu uygulamaktayız. Diğer yandan, Ege ve Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarımızı hem sahada hem de masada kararlılıkla koruyoruz. Balkanlarda ülkemiz, tüm bölge ülkeleriyle yakın ilişkilere sahip, etkin bir aktör olmaya devam edecektir. Soydaş ve akraba topluluklarımızın hak ve menfaatlerinin korunması için yoğun çaba harcıyoruz. Bölgedeki tüm kesimlerle açık ve samimi bir diyaloğu tesis ediyoruz" dedi.

'MUHTEMEL TEHDİTLER KARŞISINDA SAVUNMA İŞBİRLİKLERİMİZİ GELİŞTİRMEYE ÖNEM VERDİK'

Bakan Fidan, muhtemel tehditler karşısında savunmaya yönelik işbirliklerinin geliştirilmesine önem verdiklerini belirterek, "Ülkemiz ittifaka sunduğu kabiliyetleri ve kapasitesiyle müttefiklik ruhu doğrultusunda NATO'ya güçlü desteğini sürdürmektedir. Temmuz ayında düzenlenen NATO Zirvesi'nde terörizmle mücadelede NATO'nun rolünün güçlendirilmesi ve müttefikler arasında savunma sanayi ticaretindeki kısıtlamaların kaldırılmasında mutabık kalınması ülkemizin yoğun ilişkilerinin neticesinde olmuştur. 2025'te NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'na ve 2025'ten sonraki NATO Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak olmamız ittifaka verdiğimiz önemin göstergesidir. Amerika ile stratejik mekanizma temelinde terörle mücadele eden enerjiye, ticaretten savunma sanayiine, birçok konuda istişarelerde bulunmaya devam edilmiştir" ifadelerini kullandı. Fidan, ayrıca yeni Amerika yönetimiyle de yapıcı ilişkilerin sürdürülmesinde kararlı olduklarını belirtti.

Fidan, sözlerine son verirken, 2025 yılı merkezi yönetim bütçe kanun teklifinde, Dışişleri Bakanlığına 39 milyar ödenek tahsis edilmesinin öngörüldüğünü belirterek, "Buna ilaveten 6.1 milyar TL'si Ulusal Ajans ve AB programlarına katılım olmak üzere, Türk Akreditasyonu Kurumu için ise 394 milyon TL'lik bütçe teklifi de onayınıza sunulmuş durumda" diye konuştu.

'BİZİM GÖRÜŞÜMÜZ HERKESİ ORTAK BİR HEDEF ETRAFINDA BİR ARAYA GETİRMEK'

Genel Kurul'da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın sunumunun ardından soru- cevaba geçildi. Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Fidan şunları kaydetti:

“Nasıl bir Suriye politikası diye soruldu. Bugüne kadar olduğu gibi Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Uluslararası toplum, AB yüksek temsilcisi de BM genel sekreteri de aradı, ABD’den de arıyorlar. Herkesi ortak bir hedef etrafında bir araya getirmek bizim görüşümüz. Terörün olmadığı, komşularına tehdit üretmeyen, dışlayıcı bir idari yapının oluşmadığı, azınlıklara eşit davranan, herkesin canı ve malından emin olduğu, ülkenin acil ekonomik ve finansal sorunlarına cevap bulan bir politika. Bu görüşleri formüle ettik. Şu ana kadar konuştuğumuz herkes bu görüşleri hayata geçirme ve desteklemekte hemfikir. Yani Şam’da oluşan yönetim bu prensiplerle hareket ettikçe uluslararası toplum Türkiye’nin ortaya koyduğu vizyonu desteklemeye devam edecek.”

'KİMİN KÜRDOFOBİK OLDUĞU ORTADA'

Fidan, 'Kürdofobik bir dış politika' söylemini de hatırlatarak, "Bunu tamamen reddediyorum. Biz bir tane terör örgütüne karşıyız, PKK ise bulunduğu bütün yerlerdeki partilere karşı. Girip de yok etmediği bir Kürt partisi var mı? Kimin kürdofobik olduğu tarihsel olarak da ortada. Bu gerçeklik ortadayken bizim Erbil'le olan ilişkilerimiz ortadayken, Suriye'nin meşru Kürt siyasileri ile olan ilişkilerimiz ortadayken bize silah çekene düşmanlık yapmamızı kürdofobik olarak nitelendirmeniz hiçbir gerçeklikle bağdaşmıyor. Size şunu tavsiye ederim; biraz rasyonelliğe, sınıf atlamaya, biraz update'e ihtiyacımız var. Kendi siyasi çizginize de hizmet etmek için biraz update edin kendinizi."