Adli kontrolle serbest bırakılan Barış K. hakkında, 'Kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan dava açıldı. Esra K. "Benim ölmem gerekiyordu galiba tutuklanması için" diyerek, tehditlerini sürdürdüğünü iddia ettiği eşinin tutuklanmasını istedi.

İş insanı Esra K. (31), 5 yıllık eşi Barış K.'den (35) şubat ayında boşanmak için dava açtı. Boşanma süreci devam ederken Barış K., 6 Haziran'da eşinden, daha önce aldıkları çam ağacını annesinin evine götürmesini istedi. Eve giden Esra K., asansörden indiği sırada eşi ile karşılaştı. Barış K., 1 çocuğunun annesi Esra K.'yi 8 yerinden bıçakladı. Ağır yaralanan Esra K., komşuların çağırdığı ambulansla Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılarak, tedaviye alındı. Barış K. ise polis tarafından gözaltına alınıp, çıkarıldığı hakimlikte adli kontrolle serbest bırakıldı.

Esra K., 10 günü yoğun bakımda olmak üzere 2 ameliyat geçirdiği tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştu. Esra K.'nin, avukatı aracılığıyla yaptığı serbest bırakılma kararına yaptığı itiraz reddedilirken, uzaklaştırma kararı uygulandı. Kararı ihlal eden Barış K. hakkında elektronik kelepçe tedbiri uygulandı. Bu sırada soruşturma tamamlanarak Barış K. hakkında Ankara 25'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Barış K., iddianamede yer alan savunmasında, bir anlık sinirle evden bıçağı alarak bacağına vurmak istediği sırada müştekinin eğildiğini, bu nedenle neresine vurduğunu görmediğini, aralarında arbede olmadığını belirtti.

'YALAN SÖYLEYİP PUSU KURMUŞ'

Esra K., eşiyle boşanma süreçlerinin devam ettiğini söyleyerek, aylardır korku içinde yaşadığını ifade etti. Ortak bahçelerine dikmek için aldıkları çam ağacını bahane ederek kendisini annesinin evine çağırdığını ve orada pusu kurduğunu ileri süren Esra K., "Evde kimsenin olmadığını, kendisinin de olmadığını söyleyerek ağacı bırakmamı istedi. Asansörle üst kata çıktım. Kapı açılır açılmaz bıçağı saplamaya başladı. Ben o sırada şok geçirdim. Şokun etkisiyle 5 tane batım bölgeme bıçağı yedim. Daha sonra boğazımı kesmeye çalıştı. Ben o sırada tabii şokun etkisini biraz atlattıktan sonra elinden tutarak boğazımı korudum. O sırada kalbimin yanına 1 tane, koluma 2 tane toplam 8 bıçak darbesi aldım. Daha sonra komşular geldi. Annesi, kardeşi hepsi evdeymiş. Bana yalan söylenip pusu kurmuş" dedi.

Haluk Levent, Hastaneye Kaldırıldı Haluk Levent, Hastaneye Kaldırıldı

‘ADALETİN YERİNİ BULMASINI İSTİYORUM’

10 gün yoğun bakımda kaldığını ve 2 operasyon geçirdiğini anlatan Esra K., "Mahkeme tutuksuz yargılanmasına karar vermiş. Bana söylememişler moralim bozulmasın diye. Ben tutuklu sanıyordum o sırada. Bu bıçaklama olayından sonra annemi arayıp, 'Yarım bıraktığım işi tamamlayacağım' demiş. Sonra arkadaşlarımı arayıp 'Yarım bıraktığım işi tamamlayacağım' demiş. Onları da tehdit etmiş, 'Size de sıra gelecek' diye. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'yla iletişime geçince bir elektronik kelepçe şükür takıldı. Ama ona rağmen ihlalleri devam ediyor. Tanıkları tehdit ediyor. Arkadaşıma 'Savcı tutuklamadı, siz ne yapacaksınız' demiş. Benim ölmem gerekiyordu galiba tutuklanması için. Sürekli stres altında, mağdur olan benim. Ama ben suçlu gibi yaşıyorum. Adaletin yerini bulmasını istiyorum, dua ediyorum. Çünkü suçlular cezasını almadığı sürece bu daha çok artarak devam edecek" diye konuştu.

'TASARLAMA SÖZ KONUSU'

Esra K.'nin avukatı Yalçın Reyhan ise dosyada henüz tutuklama kararı verilmediğini söyleyerek, "Müvekkilim her an tehdit ve tehlike altında ne yazık ki. Bu süreçte biz koruma kararı ve elektronik kelepçe kararı uygulanmasını sağladık. Ancak karşı taraf bunu 2 defa ihlal etti. Buna rağmen hala tutuklama kararı verilmedi. Duruşma günü yine talepte bulunacağız. Hukuki açıdan elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bir tasarlama da söz konusu. Bunu soruşturma aşamasında dile getirdik. Müvekkili, bir bahaneyle evde kimsenin olmadığını söyleyerek, ailesinin bulunduğu eve çağırması söz konusu. Müvekkil asansör kapısını açar açmaz bıçaklı saldırı söz konusu. Bunların hepsi tasarlamaya dönük. Bunların da mahkemece değerlendirileceği inancındayız. Biz hukukun Türkiye'de hala işlediğine ve hala adaletin sağlanabileceğine inanarak yolumuza devam ediyoruz. Hukuki açıdan ne gerekiyorsa yapmaya da devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.