Eski İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt, dünyadaki kutuplaşmanın giderek büyüdüğüne dikkat çekerek, küresel yönetişim ile ciddi ve duyarlı liderlere ihtiyaç olduğunu belirtti
Eski İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt UEZ Sapanca 2024’ün ikinci gününde açılış konuşmasını yaptı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın yeniden düzenlenmesinin 20 yılı bulduğunu anlatan Reinfeldt, “Bu elbette ki mükemmel bir dünya düzeni değil. Bir dünya düzeni yerine başka bir düzen getirirseniz, ona bakmanız gerekir. 11 Eylül’le başladı diyor kimileri küresel terörizmin başlangıcı için. ABD’nin Irak’a saldırıları oldu. İran’ın günümüzdeki tavrı. Saldırgan bir görüş dolu etrafımızda. Ben kimseyi suçlamıyorum ama dünyada bunları görüyoruz. Sadece kendi çıkarınızı ve müttefiklerinizi koruyorsunuz. Kendi ulus devletiniz içindeki düşünün, başkasını düşünmeyin. Böyle bir ortamdayız. Bizden farklı olan insanları potansiyel düşman olarak görüyoruz. 10 yıl içinde şunu gördük, bu farklılıklar öyle bir noktaya geldi ki kutuplaşma oldu. Diğer ülkelerle dostluğunuz olmazsa bu insanlar bir tehdit ediyor diyorsunuz. Biz hepimiz burada farklı gruplardan ve ülkelerden konuşuyoruz, bunların olmaması gerekir diye konuşuyoruz. Biz kendimize çeki düzen vermezsek bu böyle devam edecek” ifadelerini kullandı.
“BİLGİYE DAYALI SİSTEMLERE İHTİYAÇ VAR”
Dünyanın toksik hale geldiğini belirten Reinfeldt, bundan kurtulmak için sorumlu ve duyarlı liderlik gerektiğini söyleyerek “Dünyanın bir küresel yönetişime ihtiyacı var. Ama bu olmuyor. Ulusun çıkarı olmazsa küresel yönetişim olmuyor. ABD’nin çıkarı olarak görülüyor bu küresel yönetişim. Ben kurumlardan üniversitelerden, bilgiye dayalı sistemlerden söz ediyorum. O zaman biz bir ulus devlet içinde olmaması gerektiğini görmüş oluruz. Geçmişi tekrar edelim demiyorum ama dünyanın buna ihtiyacı var. Gerçekleri görmemiz lazım. Birçok mesaj bizi besliyor” dedi.
“SOSYAL MEDYA KUTUPLAŞTIRIYOR”
Sadece liderlerin değil, sosyal medyanın da insanları kutuplaştırdığını anlatan Reinfeldt, “Yapay zeka sayesinde sizin gibi inananları da sosyal medyada bulabiliyorsunuz. Bu da teknolojiden ve dünyadaki başka güçlerden kaynaklanıyor. Bu yüzden küresel yönetişim diyorum. Bizim uluslararası yasal temele ihtiyacımız var. Bazı ülkeler bunu kabul edemeyiz diyorlar. Girişimciler büyümek istiyor. Büyüdükleri zaman İsveç gibi ufak bir ülkede şunu görüyorlar. Pazar ufak kalıyor. Diğer ülkelere ihracat yapmak açılmak istiyorlar. Türkiye’de de aynı şeyi görüyorum. İnsanlar arasında böyle bağlar oluşuyor” diye konuştu.
“SINIR ÖTESİ KURUMLARA İHTİYAÇ VAR”
Reinfeldt, “İş hayatının gelişmesi için kurallara ve sınır ötesi kurumlara ihtiyacımız var. Bu ulus ve korumacılık düşüncelerini ortadan kaldırmalı. Bu, eskiden olduğundan çok daha zor. Ticaret ve sınır ötesi çalışmalar tehlikeli olabilir diye düşünüyorlar. Avrupa denilince rekabetçi olarak geride kalıyoruz deniliyor. Korumacılıktan, sübvansiyonlardan bahsetmiyorum. Bu rekabetçilik değildir. Şartlar öyle şartla olmalı ki büyük rekabet olabilsin, bürokrasi azalsın. Sınır ötesi ticaretin çok fazla kurala dayanmaması lazım” ifadelerini kullandı.
“KUTUPLAŞMANIN AZALTILMASI LAZIM”
Dünyanın herkes için iyi bir topluma ihtiyacı olduğunu vurgulayan Reinfeldt, ABD’de Trump’ın yeniden seçilmesinden endişe duyduğunu kaydetti. Reinfeldt, “Kendimizi izole etmemiz gerekir diyenler oluyor. Donald Trump’tan önce de bunları söyleyenler vardı ama ABD’nin seçimlerde bir karar vermesi gerekiyor. Bizim artık, daha fazla kutuplaşmayı azaltmamız lazım. Uyumlu değil, çok kutuplu bir dünyadan bahsediyoruz. Başka ülkelerde de egemenlik kurmak isteyenler var. Bizim bu düşünceye katılmadığımızı söyleyebilirim. Çözümlere ihtiyacımız var. Zorluklarımız çok ama şu anda olduğumuz durumdan daha iyi hiçbir zamanda olmadık. Teknolojik ve tıbbi olarak iyi bir noktadayız. Ciddi, duyarlı ve sorumlu bir liderlikle bunu başarabiliriz” dedi.
“TÜRKİYE, DİNAMİK VE GÜÇLÜ BİR ÜLKE”
İsveç’in şu anda NATO’da Türkiye ile müttefik olduğu için çok mutlu olduğunu dile getiren Reinfeldt, “Ortak dünyamızda çeşitli tehditler var. 35 yıldır çeşitli defalarda Türkiye’ye geldim. Dinamik ve güçlü bir ülke olduğunu her zaman gördüm. Uzağız ama ortak noktalarımız var. İsveç’te en fazla yaşayan yabancılar Türklerdir. Oradaki Türkler kendilerini aynı zamanda İsveçli olarak görüyor. Dünyanın hoşgörüye ihtiyacı var. Bu şekilde kişisel bağlar güçleniyor” diye konuştu.