Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri'nde gerçekleşecek Birleşmiş Milletler 79'uncu Genel Kurulu'na katılmak üzere eşi Emine Erdoğan ile birlikte yola çıktı. Seyahat öncesi Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Zirveye hitabımda BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası finans mimarisi başta olmak üzere küresel yönetişim mekanizmasının reform ihtiyacına yine dikkat çekeceğim. Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğim. Biliyorsunuz ilk günden beri İsrail’in hedefinin sadece Gazze olmadığını söylemiştim. Lübnan’a yönelik son günlerde yapılan saldırılar İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi haklı çıkardı ‘ dedi.
'KÜRESEL YÖNETİŞİM MEKANİZMASININ REFORM İHTİYACINA
YİNE DİKKAT ÇEKECEĞİM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’de ana gündemin Gazze’ye yönelik saldırılar olacağına dikkat çekerek, "Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği 130’dan fazla ülkenin devlet ve hükümet başkanı düzeyinde iştirak etmesi bekleniyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğun bir toplantı ve görüşme trafiğimiz olacak. Bu yıl Genel Kurul’un en dikkat çekici etkinliği, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde tertiplenecek ‘Geleceğin Zirvesi’dir. 23 Eylül günü gerçekleştirilecek zirvede, çok taraflı sisteme yönelik meydan okumalar karşısında ortak çözümler üretilmesi hedefleniyor. Zirveye hitabımda BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası finans mimarisi başta olmak üzere küresel yönetişim mekanizmasının reform ihtiyacına yine dikkat çekeceğim. Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğim. Türkiye’nin bu yöndeki çabalara dair katkı ve desteğini beyan edeceğim. Bu yılki genel kurul görüşmeleri, hiç kimseyi geride bırakmamak teması altında yapılıyor. Görüşmelerin ilk gününde, 24 Eylül Salı günü BM Genel Kurulu’na hitap edeceğim. İnşallah burada bölgemizin ve insanlığın gündeminde yer alan hususlarla ilgili kanaatlerimizi paylaşacağız. Özellikle Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğim. Yaklaşan kış mevsimi, Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı zorlukları daha da zorlaşacaktır. Açlık, susuzluk ve temel gıda ve tıbbi malzeme eksikliği sahadaki durumu giderek kötüleşiyor. İsrail Hükümeti, bir nevi Nazi imha kamplarına çevirdiği Gazze’deki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlediyor. Neredeyse bir yıldır devam eden bu zulmün sona ermesi, kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımların engelsiz akışı için hepimize, tüm dünyaya, özellikle BM’ye önemli görevler düşüyor. Biliyorsunuz ilk günden beri İsrail’in hedefinin sadece Gazze olmadığını söylemiştim. Lübnan’a yönelik son günlerde yapılan saldırılar İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi haklı çıkardı" diye konuştu.