Polis ekipleri tarafından yapılan çalışmada, değerli metallerden takı ve mücevherlerin imalatı, toptan ve perakende satışını yapan Y.A., C.M., G.A., D.D. ve A.E.F.’nin üretim ve imalatının Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tekelinde bulunan milli ziynet altınlarının olması gereken ayardan düşük üretip, Adana ve çevre illerde tanıdıkları kuyumcularla piyasaya sürdükleri yönünde bilgiye ulaştı. Yapılan soruşturma kapsamında piyasaya sahte altın sürdükleri iddia edilen kuyumculara ve yanlarında çalışanlara yönelik 14 Mayıs’ta Adana merkezli Mersin, Yozgat ve Kahramanmaraş'ta ‘Ayar-3’ operasyonları düzenlendi. Operasyonlarda, sahte altın atölyelerinde ve kuyumcularda değeri yaklaşık 50 milyon lira olan 3 bin 646 çeyrek altın, 811 yarım altın, 1614 tam altın ile 57 Reşat altını, altın kalıpları, 86 sayfalık sipariş defteri, 38 sayfa sipariş fişi ile 3 sayfası yazılı ajanda ele geçirildi.
RAPOR: STANDART DEĞERLERE UYGUN DEĞİL
Ele geçirilen düşük ayarlı altınlara ilişkin Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nce düzenlenen raporda, altınların düşük ayarlı olduğu, standart değerlere uygun ve darphane baskısı olmadığı, sahte ve aldatma kabiliyetinin olduğu belirtildi. Yakalanan şüphelilerden A.Ç., C.G., D.D., G.A., H.S., İ.T., K.T., M.G., N.D. ve R.E. tutuklandı, C.M., H.K. ile İ.T. ise serbest bırakıldı.
Cumhuriyet savcısı soruşturmasını tamamlayarak kuyumcular ile yanlarında çalışanlar hakkında 'parada sahtecilik' suçundan iddianame hazırladı. Adana 14.Ağır Ceza Mahkemesi’ne 2’şer yıldan 12’şer yıla kadar hapis cezası istenen sanıkların yargılanmasına başlandı.
‘DÜĞÜNDE TAKILAN ALTINLARI EMANET OLARAK BIRAKTILAR’
İlk duruşmaya 10’u tutuklu, 13 sanık ve avukatları katıldı. 20 yıllık kuyumcu olduğunu belirten sanık C.G., polislerin ele geçirdiği altınların kendisine emanet olarak bırakıldığını ifade ederek, “R.T., M.K.A. ve A.G., bana düğünde takılan takılarını emanet olarak bıraktı. Bu ele geçen düşük altınlar ismini saydığım kişilere aittir, benim büyük bir kasam olması nedeniyle bana bırakıyorlardı” diyerek beraatini ve tahliyesini istedi.
‘ALTINLARIN HEPSİ 22 AYAR’
25 yıldır hurda ve küçük altın satımı yaptığını belirten D.D. ise tanınmış bir esnaf olduğunu söyledi. Ele geçen altınların hepsinin 22 ayar altın olduğunu ifade eden D.D., “Biz müşterilerden gelen altınları kendi imkanlarımızla kontrol ederiz, sonrasında bunu eritip has altına çeviririz, biz kuyumcular altının sadece 22 ayar olup olmadığını anlarız, başka bir şeyini anlayamayız. Kolluk kuvvetleri dükkana geldiğinde ele geçen maddeler vitrinde satışa hazır değildi, eritmek için siyah çantada bulunmaktaydı. Gelen altınları müşterilerden, esnaftan almaktayız, hangilerini kimden aldığımı tam olarak hatırlamıyorum, suçsuzum beraatimi ve tahliyemi talep ederim” diye konuştu.
Sanıklardan D.D. ve C.M.’yi kuyumcu olmaları nedeniyle tanıdığını diğer sanıkları ise tanımadığını söyleyen sanık G.A. da hurda altın alım satımı yaptığını, bütün altınların faturalı olduğunu söyledi.
SUÇLAMAYI KABUL ETTİ: YARIM VE TÜM ALTIN YAPTIM
6 Şubat depreminde iş yerinin zarar gördüğünü, sanıklardan İ.T.’nin evini kendisine açtığını belirten A.Ç., depremden sonra birçok bölgeye sipariş usulü çeyrek altınlardan küpe, kolye, bileklik yapıp esnafa sattığını söyledi. A.Ç., “Esnaf bunu birinci baskı mı ikinci baskı olup olmadığını bilemez, benden alan esnaf bunu anlayamaz, darphane baskısı olmayan çeyrek, yarım ve tüm altın yaptım. Bunları kullanarak yüzük, kolye bileklik yapıp sattım, darphaneden aldığımız altınlara yaptığımız işçilikler beni kurtarmamaktaydı. Bu nedenle bu yola başvurdum. Bu durumdan elemanlarımın haberi vardı ancak iştirakleri yoktu. Bunu sadece ben yapıyordum, ben bu yola toparlanmak adına başvurdum” dedi.
‘ÇOCUĞUMUN SÜNNETİNDEN TAKILAN ALTINLARDI’
Sanık C.M., ele geçirilen altınların çocuğunun sünnet düğünden sonra takılan altınlar olduğunu söyledi. Sanık A.Ç.’nin yanında çalışan H.S. de deprem nedeniyle işsiz kalınca A.Ç.’nin yanına temizlik işi için girdiğini belirtti, kalıplardan haberi olduğunu ancak nasıl kullanıldığını bilmediğini ifade etti.
Sanık İ.T.’nin oğlu olduğunu söyleyen İ.T., olay tarihinde ele geçirilen altınların kendisinin olduğunu, aynı zamanda çiftçilik de yaptığını, yıllardır tüm birikimlerini altına çevirdiğini, altınların sahte olup olmadığını bilmediğini söyledi.
Cumhuriyet savcısı, mütalaasında, delillerin toplanmış olması, sanıkların sabit ikametgâh sahibi olmaları, delilleri karartma ihtimallerinin ve kaçma şüphelerinin bulunmaması hususları gözetilerek sanıkların yurt dışı adli kontrol hükümleriyle birlikte tahliyelerine karar verilmesini talep etti. Sanık avukatları da müvekkillerinin suçsuz olduğunu belirtip tahliyelerini istedi.
TAHLİYE OLDULAR
Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında devam eden kovuşturmanın geldiği aşama, delilleri karartma şüphelerinin bulunmaması gözetilerek mevcut durum itibariyle tutuklama tedbirinin devamının artık gereksiz olduğunu belirterek yurt dışına çıkmış yasağı ile tahliyelerine karar verdi. Duruşma eksikliklerin tamamlanması için ertelendi.