"CHP güvenlik sorunudur"


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara’da partisinin İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Bahçeli muhalefeti sert sözlerle eleştirirken Türkiye’nin gündeminde yer alan konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bahçeli’nin konuşması şöyle:

“MHP inanç ve irade aydınlığıdır. Bu aydınlığın kaynağı teşkilat yapısıdır. Teşkilat demek meydanın boş olmadığını gösteren cesaret demektir. Sizler yurdumuzun her köşesinde halkımızın nabzını tutuyorsunuz, buna devam ediniz. ‘Ülkede birlik, ilkede birlik’ istikametinden şaşmadan MHP’nin mesajlarını taşıyor, hayallerini anlatıyorsunuz. Tereddüt ve tenakuza düşmeden ilerleyiniz. Yolunuz açık olsun. Davamız Allah’ın davasıdır. Bakanlıkları ulufe gibi dağıtanların yüzleri ortaya çıktı. Daha neler neler olacak bekleyip göreceğiz. İnsan eksilterek siyaset yapamayız.

İnsan inciterek siyasette ilerleme kaydedilmez. Ancak kaybetmemek uğruna yanlışlara göz yumamayız. Davamızın bekası için zorlu kararları almak zorundayız. Hiç birimiz davanın önünde ve üstünde değildir.”

Kızıl elma sevdasıyla yanıp tutuşan dünyanı Türkçe okuyan cumhur namıyla sivrilmiştir. Bu durum yarım kalmamalıdır. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri ile yasama ve yürütme Cumhur İttifakı’nın kazanımı ile sonuçlanmıştır. Şimdi sıra 31 Mart’taki seçimlerde.”

AK Parti ile çözemeyeceğimiz bir mesele yoktur.

“Allah’ın izni ile 31 Mart eşiği sağ salim kazasız bir şekilde aşılacaktır. AKP ile yaptığımız görüşmelerde Türk ve Türkiye’ye odaklandığımızı karşılık gözetmeksizin hedeflerimiz için çalıştığımızı söylemek istiyorum

Mesele hangi belediye başkanlıklarının partimizde olmasından daha çok cumhur ittifakı olarak neyi ne kadar başarabiliriz sorusuna cevap aramaktayız. Her şey değişip ters yüz olsa da Türk milleti kıyamete kadar yaşayacak.

Bulanık suda balık avlayacak merakımız yok. Önce ülkem ve milletim diyorsak bunu seve seve yapmalıyız. Biz neysek oyuz ne dediysek yaparız. Ayırmadan Türkiye için çalışacağız. Herkes için herkese göre belediye diyeceğiz. İstikrar ve hizmet için çalışacağız. Kimse fıtrat değişir sanmamalı bu kan yine o kandır.

Büyük resme kafa yoruyoruz. Siyasi kulislere kapalıyız. Cumhur İttifakı kararını vermiş mutabakata vermiş yola koyulmuştur. AK Parti ile çözemeyeceğimiz bir mesele yoktur.”

 

Mecliste Kürtçe Konuşma Tartışmaları

Dördüncü olarak, TBMM’nde Kürtçe konuşma yapılması, buna müşfik ve müsamahakar davranış gösterilmesi, ayrıca bir haine karşı son zamanlarda artan ilgi ve yapılan övgülerdir. Dil demek millet demektir. Türk milletinin ve Türkiye’nin dili Türkçe’dir. Türkçe’miz istiklalimizin ve milli birliğimizin kemer taşıdır.

TBMM’de Türkçe dışında konuşma yapmak, buna göz yummak Türkiye’ye ve bin yıllık kardeşliğimize yapılabilecek en büyük kötülüktür. Herkesin anadili saygındır. Kürt kökenli kardeşlerimizin Kürtçe konuşması bizi rahatsız etmeyecektir. Bu bizim zenginliğimizdir. Fakat anadil bahanesi altında Türkçe’nin melezleşmesine müsaade etmemiz düşünülemeyecektir.

Dilde başlayan bir çözülmenin nerelere kadar ulaşacağını son 1,5 asırlık tarihimize bakan her uyanık şuur hemen görecek ve kaygımıza hak verecektir. Türkçe’miz şerefimiz, anamızın ak sütü, varlığımızın sancağı, geleceğimizin güvencesi, bekamızın canevidir.

Dervişoğlu: Atatürk’ün Kurduğu Meclis’te Teröristbaşları Konuşamaz! Dervişoğlu: Atatürk’ün Kurduğu Meclis’te Teröristbaşları Konuşamaz!

 

 

Bahçeli'den Gündem Açıklamaları

İnsanlarımızı provoke eden sosyal medya görüntüleri, merdiven altı cemaat ve tarikatların şımarıklıkları tahammül sınırlarını aşmaktadır.

Vatandaşlarımız alın teri ile mücadele ediyorken aklını kaçırmış gibi para harcayıp kahvesini altın tozu ile içenler sistemi sorgulatmaktadır. BU kapsamdaki hedef sosyal anarşi üretmektir.

Türk futbolunda illegal fonlarla yüksek faiz beklentisi ile para yatırması ve bir bankanın çalışanı vasıtasıyla yapılması bir ahlak sorunudur. Bu skandal Türk sporunu tartışmaya açmıştır.

Somali Cumhurbaşkanı oğlunun birisine çarpıp ülkesine gitmesi de bu duruma hizmet etmektedir.

 

Şey Said Bir Vatan Hainidir

Bununla eşzamanlı olarak bir isyan elebaşının adeta bir kahraman olarak tanım ve telaffuzu sabır taşımızı çatlatmıştır. Tarih ve milletin huzurunda söylüyorum; Hınıslı Said bir vatan hainidir, yaşadığı dönemin terörist başıdır, katildir, canidir, emperyalizmin uşağıdır.

Piran’da askerlerimize saldıran, halkı isyana teşvik eden, Genç, Palu, Elazığ, Silvan, Lice, Varto işgaline kalkışıp Diyarbakır’ı ele geçirmek için saldırı düzenleyen, eğer bu işgal başarılı olsaydı İngiltere’den sözde Kürdistan için destek isteyeceğini itiraf eden bir soysuza kim övgü yağdırıyorsa onunla aynı çukurdadır. Onlara dikkat ediniz, kalpleri milletle çarpmaz, gözleri milletle yaşarmaz, göğüsleri milletle kabarmaz.

2014 yılında Şeyh Said isminin Diyarbakır’da bir bulvara verilmesi, en başta Diyarbakırlı kardeşlerime ağır bir hakaret ve saygısızlıktır. Çünkü teröristlerin geçim kapısı Türk ve Kürt düşmanlığıdır. Bunlar kan içen vampirlerdir.

Şeyh Said silahlı ayaklanmasında askerlerimiz, yöre insanımız şehit olmuş ve yaralanmış, gasp, yağma ve hırsızlıklarla genel asayiş bozulmuştu. Allah’a çok şükür kahraman Türk askeri ayaklanmayı bastırmış ve ayaklanan teröristlerin başını ezmiş; Şark İstiklal Mahkemesi’nde yargılanan 80 sanıktan 48’i 1925 yılının 28 Haziranı 29 Hazirana bağlayan gecesinde darağacına çıkarılmıştır.

Şeyh Said’in damadı Melekanlı Şeyh Abdullah’ın son sözleri bakınız nasıldı:

“Gazetecilere dönüp yazın dedi, biz bu hainlere uyduk, başkası uymasın.”

Damadının hain dediğine bugün kahraman diyenler aynı ihanetin yolcularıdır.

CHP Genel Başkanı’nın, bir televizyon kanalında yaptığı “bu ayaklanmanın bastırılması sırasında oluşmuş acılar, bugün bazı torunlarının kalbini acıtıyorsa o acıya saygılı olmak gerekir” açıklamasının neresini düzeltelim? Aziz Atatürk’ün mirasının yağma edilmesini, hatıralarına ihanet edildiğini daha nasıl anlatalım?

Ne acısı, neyin acısı, unutulmasın ki, hainlere acıyan Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’ne teröristlerin penceresinden bakan çürümüşlerdir.

CHP Genel Başkanı şehitlerimizin acısını ne yapacak? Nasıl izah edecek? Nereye koyacak?

Pençe-Kilit Harekât Bölgesinde Şeyh Said’in gayri meşru çocukları tarafından şehit edilen 25 yaşındaki Teğmen Eril Alperen Emir evladımızın 13 Aralık günü cenazesine katılıp, sonra da koşa koşa DEM isimli PKK aparatının ayağına giden CHP Genel Başkanı’nın, bir gün içinde hep üzgün görünüp hem de gülücükler saçması korkunç bir ikiyüzlülük değil midir?

Peki Alperen evladımızın acısıyla kavrulan muhterem ailesine, silah arkadaşlarına ve milletimize CHP Genel Başkanı saygı ve samimiyet gösterecek mertliğe ve vicdana sahip midir?

Şark İstiklal Mahkemesi Başkanı Merhum Mahzar Müfit Kansu’nun şu sözleri bizim de sözümüzdür: “Döktüğünüz kanların, söndürdüğünüz ocakların cezasını adalet sehpasında hayatınızla ödeyerek hesap vereceksiniz.”

Ve o hesap sorulmuş, hainler sallandırılmıştır."

 

 

Editör: Haber Merkezi