Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milletimizin Kardeşliğine Kirli Bir Pusu Kuruluyor Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milletimizin Kardeşliğine Kirli Bir Pusu Kuruluyor

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM Başkanlığı'na 'Refah Paketi' ismiyle bir kanun teklifi sunduklarını belirterek, "Biz diyoruz ki ülkedeki gerçek enflasyon neyse ülke ekonomisi ne kadar büyüyorsa, işçinin maaşı da en az o kadar artsın. Teklifimizde yer alan diğer maddeler ile emeklilerimizin ve memurlarımızın hakkını da teslim ediyoruz. AKP iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı asgari ücretten fazlaydı. Bugün asgari ücretin sadece yüzde 65'i kadar. Önerimizle, gelin, en düşük emekli maaşını asgari ücrete eşitleyin" dedi.

İYİ Parti lideri Dervişoğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Dervişoğlu, bugün, İstiklal Marşı'nın kabulünün 104'üncü yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, "104 sene önce bugünlerde, bu Meclis'te 'Ya İstiklal Ya Ölüm' parolasıyla, varlık yokluk savaşı veriliyordu. Bugün ise, Gazi Meclisimizin yetkileri gasbedilerek, Türkiye açık bir izmihlale, çöküşe sürüklenmektedir. Çünkü o gün Sevr'i hazırlayanlarla, bugün Sevr'e ram olanların iş birliği devam etmektedir. Manda ve himayecilik, bugünün saray zihniyetinde hortlamıştır. Vatanı arazi, milleti ise maraba gören bu zavallı zihniyet için milletin esaretinin bir önemi yoktur. Bugünkü saray sultası, tıpkı o günküler gibi boğazına kadar gaflete batmıştır" dedi.

'TÜRK MİLLETİ BİR AN OLSUN NEFES ALSIN İSTİYORUZ'

Dervişoğlu, "7 yıldır tek haneli enflasyon rakamı masalı anlatmaları, yoksulluk ve korku siyasetlerinin kılıfıdır. Bu darboğazdan çıkartılmamamızın sebebi de budur. Ancak minare kılıfına sığmamaktadır. Yılbaşında verdikleri zam 2 ayda yok oldu. Bunu saray ve avenesi değil ama Türk milleti olarak gayet iyi biliyoruz. Emekli maaşları, asgari ücret ve memur maaşları her geçen gün eriyor. Bu yüzden emeklilere müjde diye açıkladıkları bayram ikramiyesi 4 bin lira. Ne kadar dolu dolu duruyor değil mi? Tam 4 bin lira. İlk defa 2018 yılında verdikleri bayram ikramiyesi 1000 lira idi. Aynı yılın sonunda altının gram fiyatı ise 216 lira idi. Yani ikramiye ile yaklaşık 5 gram altın alınabiliyordu. Bugün ise sadece 1 gram altın alınıyor. Türk milleti, iktidara rağmen bir an olsun nefes alsın istiyoruz. TBMM'de grubu olan bir muhalefet partisi olarak, İYİ Parti olarak, asli ödevimiz sadece durumu tespit etmek değil, aynı zamanda da çözüm üretmek. Bu cendereden çıkabilmenin, milletimize bu iktidara rağmen nefes aldırabilmenin yollarını söylemek ve göstermek. Konuyla ilgili tüm milletvekillerimizin imzasıyla bir kanun teklifi hazırlayıp, adına da 'Refah Paketi' diyerek TBMM Başkanlığı'na sunduk" diye konuştu.

'ASGARİ ÜCRETLİYE EKONOMİK BÜYÜMEDEN PAY VERELİM'

'Refah Paketi' teklifiyle ilk olarak çalışanlara vergi adaleti getirdiklerini söyleyen Dervişoğlu, "Çalışanlar yıl içinde vergi dilimi yüzünden maaş kıyımına uğruyor. Söz gelimi, 40 bin lira maaş alan bir vatandaştan bir yıl içerisinde maaşı kadar vergi alınacakken, 1,5 ya da 2 maaşı vergi olarak alınıyor. Çalışanı fazladan vergi ödemeye mahkum ediyorlar. İşte sarayın vergi düzeni bu. Yandaşa vergi affı, vatandaşa vergi zulmü. Peki biz ne öneriyoruz? En düşük vergi gelirinin üst sınırı 158 binden, 415 bine çıkarılsın diyoruz. Teklifteki diğer bir düzenleme ile asgari ücretliye ekonomik büyümeden pay veriyoruz. Buradan asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlara sesleniyorum; bu iktidar sizin hakkınızı gasbediyor. Biz diyoruz ki ülkedeki gerçek enflasyon neyse ülke ekonomisi ne kadar büyüyorsa, işçinin maaşı da en az o kadar artsın. Teklifimizde yer alan diğer maddeler ile emeklilerimizin ve memurlarımızın hakkını da teslim ediyoruz. AKP iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı asgari ücretten fazlaydı. Bugün asgari ücretin sadece yüzde 65'i kadar. Önerimizle, gelin, en düşük emekli maaşını asgari ücrete eşitleyin" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE BÖYLE BİR DELİRMİŞLİKLE İLK DEFA İMTİHAN EDİLMEKTE'

Haftalardır Cumhuriyeti yıkma ve Türkiye'yi Türksüzleştirme planı gerçekleştirildiğini öne süren Dervişoğlu, "Yaşadıklarımız, duyduklarımız, verilen fotoğraflar, bu ihanet sürecinin iletişim kampanyalarıdır. Satılık kalemler, ne idüğü belirsiz sosyal medya hesapları, okyanus ötesinden hazırlanmış senaryoların uygulanma araçlarıdır. Beştepe-İmralı-Balgat hattında artık şaşıracak bir şey kalmamıştır. Eli kanlı müebbetlik bebek katili, teröristbaşından 'kurucu önder' diye bahsedilebildiği bir aşamaya geldik. Türkiye böyle bir delirmişlikle ilk defa imtihan edilmektedir. Ve bu aşama içerisinde bir terör devleti doğurtulmaktadır. Bu nesebi gayrı sahih operasyonda, iktidardakiler ortaklarıyla ebelik yarışındadır. Peki bu ani gelişen meseleler, eli çubuklu cast ajans gazetecilerinin haritada gösterdikleri gibi midir? İran'dan Kıbrıs'a kadar bütün sınırlarımızı katederek, Doğu Akdeniz'e uzanan çizgide, Türkiye nelerini kaybetmektedir? Söyleyeyim, birincisi ve en önemlisi, Türkiye'nin jeopolitik önemi ve gücü aşındırılmakta, adeta paylaşılmaktadır. Bu yeni paylaşımın ve aşınmanın en büyük, en güncel göstergesi, Türkiye'nin yeni kurulan ticaret yollarından halihazırda dışlanmasıdır. Irak'ın kuzeyi ve Suriye petrolleri, Türkiye'ye rağmen ama gerekirse Türkiye toprakları kullanarak, İsrail kontrolündeki bir Doğu Akdeniz'e akıtılacaktır" dedi.

'TERÖR, DEVLETLEŞTİRİLMEKTEDİR'

Şimdi ABD gözetiminde bir anlaşma imzalandığını iddia eden Dervişoğlu, şöyle devam etti:

"Anlaşmanın en büyük olası sonucunu söyleyeyim, Türkiye'nin Suriye sınırında güvenliği için yaptığı ve yapacağı terörle mücadele operasyonlarına imkan kalmayacaktır. Yani Suriye'de olanlar, Türkiye'de olacakların bir ön gösterimidir. Çünkü Suriye'de olanlar da Irak'ta olanların bir devam filmidir. 3 ayrı terör devleti senkronize edilmektedir. Türkiye'nin saray iktidarını koltuğunda tutmak dışındaki çıkarları için büyük bir tarihsel tehlike somutlaşmak ve resmileşmek üzeredir. Orada yeni bir 'teröristan' yapılanması ismen, cismen, resmen ya da fiilen, sahip olduğu askeri gücü bir şekilde koruyarak tüzel kişiliğe kavuştuğunda artık sınırdan geçmek için sınır ötesi operasyon değil savaş tezkeresi çıkarmak zorunda kalacağız. 'Ateşkeş' ve 'barış' laflarının içi işte böyle doldurulmaktadır. PKK, Türkiye içerisinde eritilirken, YPG ise Suriye içerisinde kuruculuk kazanmaktadır. Altını çiziyorum; terör örgütleri ve liderleri, takım elbise giydirilerek devlet adamı yapılmakta, terör ise devletleştirilmektedir. İmralı'daki müebbetlik teröristbaşı bu süreçte sadece bir kukladır. Terör hükümlüsünden barış güvercini yaratmaya çalışıp, üniter yapımızı tartışmaya açıp, içeride başkanlığı alıp güneyimizde terörün devletleşmesine aracı olup, tüm bunları da 'tarihi fırsat' diye sunmak, teslimiyetlerini örtmek çabalarıdır" diye konuştu. 

sonbirsoz.com