CB Erdoğan, Ankara’nın daha fazla yavaşlamayı ve daha fazla ataleti kaldıramayacağını ifade ederek, "Nedir bu yavaşlardan çektiğimiz ya? Ankara’yı içine düştüğü bu sıkışmışlık, çaresizlik, dayatma halinden bir an önce kurtarmak gerekiyor. Ulaşımda çektiğimiz sıkıntı hepinizin malumu. Trafikte çektiğimiz sıkıntı hepinizin malumu. Öyleyse şu 9 gün sonra bu işin hakkını verelim. Sandıkları patlatalım. Turgut Altınok kardeşimizle büyükşehirde, diğer adaylarımızla ilçelerde; bu şehirde eser ve hizmet çağını çok daha güçlü bir şekilde yeniden başlatmak istiyoruz. Kimsenin şahsıyla alıp veremediğimiz yok. Bizim tek derdimiz bin yıllık kadim yurdumuzu ve başkentimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır. Cumhurbaşkanınız olarak ve tüm grup, bakanlıklar, hep beraber biz zaten üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz, yapacağız. Yerel yönetimlerle el ele vererek inşallah 1 Nisan’dan itibaren çok daha farklı bir hizmeti ortaya koyacağız" dedi.

 

CB Erdoğan: çTürkiye Aleyhinde Çalışanlar Varç

 

'ANKARA HERKESİN HAYRANLIK DUYACAĞI BİR ŞEHİR OLMALIDIR'

CB Erdoğan, metrolardan otoyollara, millet bahçelerinden kentsel dönüşüm projelerine kadar pek çok eseri hizmete açtıklarını ifade ederek şöyle konuştu:

"Bu işin mahalli idareler ayağını da sağlam tutalım ki verdiğimiz emek, tahsis ettiğimiz kaynak boşa gitmesin. Ankara‘yı taşlarına, dar sokaklarına bakıp gözyaşlarımızı silerek başkent yapmış olabiliriz; ama Ankara‘yı aynı standarda mahkum etmeye çalışanların vizyonsuzluğuna rıza göstermek zorunda değiliz. Nüfusu pek çok ülkeden fazla Ankara’mız her şeyin en iyisine, en güzeline, en modernine layıktır. Biz Ankara‘yı altyapısıyla, üstyapısıyla, şehir içindeki ve kırsaldaki mahalleleri ile Türkiye Yüzyılına hazırlamayı vadediyoruz. Başkentimizi içinde oturanların ve çalışanlarının huzurla ‘işte benim şehrim’ diyeceği konuma getirmek arzusundayız. Sadece bu değil; Ankara, buraya gelen ve gören herkesin hayranlık duyacağı bir şehir olmalıdır. Bu potansiyele de ziyadesiyle sahiptir. Caddeleriyle, parklarıyla, alt yapısıyla hep birlikte gurur duyacağımız bir Ankara’nın peşindeyiz. Çok mu şey istiyoruz; hayır. Hepsi mümkün. Bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı Türkiye’ye yakışır bir başkent için 31 Mart’ta, her şey ayağımıza geliyor. Ramazan’ın bayramı gelmeden 31 Mart’ı milli irade bayramı haline getirecek Ankara budur."

 

CB Erdoğan: çTürkiye Aleyhinde Çalışanlar Varç

 

'TÜRKİYE ALEYHİNDE ÇALIŞANLAR VAR'

CB Erdoğan, demokrasi ve kalkınma yolculuğunun hem uzun, hem de meşakkatli olduğunu söyleyerek, "Ülkemiz bu bakımdan talihsiz kesintiler yaşamıştır. Cumhuriyet dönemi boyunca kaybettiğimiz hazine değerindeki yılların telafisi ancak son 21 yılda mümkün olabildi. Ankara bu süreçlerin en yakın şahididir. Ülkemizi büyütmek ve güçlendirmek, milletimizin hak ve özgürlüklerini genişletmek, insanımızın refahını artırmak için attığımız her adımda gizli, açık engellemelerle karşılaştık. Bunların bir kısmını dal budak salmadan bertaraf ettik, bir kısmının üstesinden bedel ödeyerek geldik. Emperyalistlerin ülkemizi dizleri üzerine çökerterek kendilerine tabi kılmak için sahneledikleri oyunlara maalesef içeriden destek veren figüranlar da çıktı. Bu aparatlar kimi zaman vesayet, kimi zaman terör örgütü, kimi zaman darbeci, kimi zaman siyasi, sosyal veya ekonomik tetikçi kisvesiyle arzıendam etti. Ülkemizin demokrasi ve kalkınma hamlelerine çelme takanların çoğu işte aynı hissiyatı taşıyor. En azından kağıt üzerinde bu ülkenin siyasetçisi, sivil toplum temsilcisi, medya mensubu, sosyal medya kullanıcısı olduğu halde gece gündüz Türkiye aleyhinde çalışanlar var. Kimi zaman öfkelendiğimiz bu tiplerle uğraşmak bizi bir hayli yorsa da yolumuzdan alıkoymadı" dedi.

 

'KİRLİ BİR PAZARLIĞA GİRİŞTİLER'

Erdoğan, en çok ana muhalefet partisi CHP’nin takındığı tutumun endişe verici olduğunu söyleyerek, "Bu partinin tek parti faşizmi döneminde işlediği ve milletimizin kalbinde yaralar açan günahlarını bir kenara koyuyorum. Sadece son 21 yılda bu parti bir dönem vesayetin sözcülüğünü yürüttü. Bu parti, bir dönem FETÖ ihanet çetesinin taşeronluğunu üstlendi. Bu parti, bir dönem PKK’nın ve Suriye’deki uzantılarının savunuculuğuna soyundu. Bu parti, her dönem Amerika’nın, Avrupa’nın, Türkiye husumetiyle maruf uluslararası kuruluşların sesi oldu. Geçtiğimiz mayıs ayındaki seçimlerde kurulan tuhaf ittifakı hatırlıyorsunuz; 6’lı masa. Altında da ne vardı? DEM. Ne oldu? Hepsi dağıldı mı? Bu 6’lı masadan parlamentoya giren var mı? Bu dersi kim verdi? Siz verdiniz. Benim milletim istemezse hiçbir şey olmaz. Birbirlerini yolda görse selam vermeyecek olanları, cumhurbaşkanı yardımcılığı vaadiyle, milletvekili kontenjanı dağıtarak güya aynı masa etrafında bir araya getirdiler. Bay bay Kemal ne oldu? Ama Ankara’da bir apartman dairesi bulmuş. Şimdi orada kalıyormuş. Bunların hepsinin akıbeti aynı olacak. Ülke ve millet hayrına herhangi bir ortak fayda olmadığı için seçim bitince ne oldu, hepsi de darmadağın oldu. Halbuki Cumhur İttifakı dimdik ayakta. Yoluna devam ediyor. CHP geçen seçimlerde o zamanki ismiyle HDP ile gizli saklı iş birliği yapmıştı. Bu seçimlerde yine utana sıkıla adını koymadıkları; ama altta belediye başkanlıklarını, belediye meclis üyeliklerini, belediye bürokrasisini paylaştıkları kirli bir pazarlığa giriştiler" diye konuştu.

 

Devlet Bahçeli: “Yeni çözüm sürecine değil, ortak akla ihtiyaç var.” Devlet Bahçeli: “Yeni çözüm sürecine değil, ortak akla ihtiyaç var.”

'BÖYLESİ İLE İLK DEFA KARŞILAŞIYORUZ'

CB Erdoğan, CHP ve DEM Parti’nin gizliden bir iş birliği yaptığını söyleyerek şöyle konuştu:

“Ortada kapağını kaldırdıkça sürekli yeni şeyler çıkan bir matruşka ittifakı var. Ve bundan seçmenin haberi yok. Onlar da ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor. DEM’e oy veren vatandaşlarımız da CHP’ye gönül veren vatandaşlarımız da bu karanlık ve kirli ilişkiyi içlerine sindiremiyor. Bir varmış bir yokmuş muamelesi yapılan bu ittifaktan toplumumuzun her kesimi gibi bu partilere oy veren vatandaşlarımız da rahatsız. Ortaya bir de deste deste dolarlar, avrolar çıktı. Şimdi mahkemelerde hesap veriyorlar. CHP’den hiçbir Allah’ın kulu çıkıp da para kulelerinin doğru dürüst izahını yapamadı. Mesela banka uygulamasıyla 30 saniyede yapabilecekleri basit işlem için neden kendilerine bu kadar eziyet ettiklerinin cevabını veremediler. Öyle ya birine para gönderecekseniz; internet bankacılığı duruyorken, valize, çantaya ve bunları taşımak için 6-7 kişiye ne gerek var? Son derece makul bu soruları cevaplamak yerine suçu AK Parti’ye yüklemeye kalktılar. Parayı getiren CHP belediyesinin bürokratı, parayı toplayan CHP belediye başkanlığı müdürü, parayı aldığı söylenen kişinin beyan ettiği rakamlarla ortadaki meblağın ilgisi yok. Ama suçlu AK Parti. Türk siyaseti çok yüzsüzlük, çok utanmazlık gördü; fakat böylesi ile ilk defa karşılaşıyoruz. Genel başkanları darbe çığırtkanlığı yapıyor. Adaylarının biri kirli ilişkileri, kibri ve yalanlarıyla ortada geziyor. Bir diğeri terör örgütünü övüyor. Bir başkası millete hakaret ediyor. Ötekisi tembelliğine methiye düzer. Böyle ana muhalefet partisi olur mu ya? Bu partiye umut bağlayanlara yazık değil mi? Geçmişleri ne olursa olsun CHP amblemi altında seçime girenler kendilerini tüm bunların vebalinden kurtarabilir mi? Milletimiz 31 Mart‘ta CHP’ye de demlendiği ortaklarına da kazanmak değil, sadece AK Parti ve Cumhur İttifakı’na kaybettirmek için ortada dolananlara da hak ettikleri cevabı sandıkta verecektir.




Editör: Haber Merkezi