Tülay Hatimoğlulları ve Tuncer Bakırhan, CHP Lideri Özel'i parti genel merkezinde ziyaret etti. Yaklaşık 1,5 saat süren görüşmenin ardından CHP Lideri Özel ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, basın mensuplarına açıklamada bulundu. Bakırhan, "Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin kurucu partisidir; çok köklü bir geçmişe, geleneğe, mirasa sahip bir partidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna Türkler, Kürtler diğer halklar büyük emekler verdiler, büyük mücadeleler verdiler. Cumhuriyet Halk Partisi sadece söz söyleyen değil, katkı sağlayan değil; geçmişiyle, birikimiyle, deneyimiyle Kürt meselesinin çözümünde çok önemli bir rol oynayabilir. Oynayacağına eminiz. Biz bugün ortak paydaları nasıl büyütebiliriz, Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda iki parti neler yapabiliriz; bunların üzerinde durduk. Bir gündemimiz de kayyım idi. Kayyım, Türkiye'de yavaş yavaş bir yönetim rejimine doğru yol alıyor. Daha önce sadece DEM Parti'nin belediyelerine kayyım atanırken şimdi Cumhuriyet Halk Partisi'nin de belediyelerine kayyım atanıyor. Böyle giderse, yarın bir gün belediyelerle sınırlı kalmayan bir halde olabileceğini belirtmek istiyorum. Bu mesele sadece DEM Parti'nin meselesi değildir, hepimizin meselesidir" dedi.
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakırhan, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'la görüşmek için Adalet Bakanlığı'na yaptıkları başvuruyla ilgili, "Başvuru yaptık ama henüz başvurumuza resmi bir yanıt gelmedi. Olumlu bir yanıt gelmesini umuyoruz. Önemli olan oraya kimin gittiği değil; oradan ne söylendiği ne düşünüldüğüdür. Onun için bekliyoruz" dedi.
'AK PARTİ'DEN OLUMLU BİR ADIM BEKLİYORUZ'
Meclis'te muhalefet partilerinin kayyıma karşı bir adım attığını anımsatan Özel, "Meclis'teki 10 muhalefet partisi, kayyıma karşı bir kanun teklifi verdiler. Burada bu teklifin altında imzası olmayan iki parti var; biri AK Parti, biri MHP. Ama dün Sayın MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da kayyımlara karşı bir yasal düzenlemenin bu Meclis tarafından yapılması gerektiğini söyledi. Bu da çok kıymetlidir. Sayın Feti Yıldız'la zaman zaman çok farklı düşündüğümüz oluyor. Ama o da Sayın Devlet Bahçeli adına hukuki değerlendirmeler yapan bir isim olarak MHP'nin kurumsal tavrını ifade etmiş olmasını son derece kıymetli buluyoruz. Ve burada Adalet ve Kalkınma Partisi'nin üzerine düşen bir şey var. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Sayın Genel Başkanına ve grup yöneticilerine bu çağrımızı tekrar ediyoruz. Geçen hafta muhalefetin hep birlikte attığı bu adıma MHP'nin dün gösterdiği yaklaşımı çok kıymetli ve bu konuda AK Parti'nin tutumunu ve olumlu bir adımını bekliyoruz. Bu konuda grup başkan vekillerimiz de AK Parti'nin grup yönetimiyle hızla görüşecekler. Bu konuda kendilerinden MHP'den ayrışmayan bir adımı bekliyoruz ki bu sorun çözülsün. Böylece yargı süreci tamamlanmış olanların yerine Belediye Meclisinden seçilir, eskiden olduğu gibi tamamlanmamış olanlara da eğer tutukluluk tedbiri uygulanmıyorsa bir yandan yargılaması sürer ama böyle adımlar atılmaz" ifadelerini kullandı.
'TOPLUMUN HİÇBİR KESİMİNİN DIŞLANMAMASI GEREK'
Ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısına değinen Özel, "Bir kez daha biz şeffaf, samimi, toplumsal mutabakata dayanan bir sürecin işletilmesini, bu sürecin işletileceği yerin mutlaka ve mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi olmasını, hiçbir partiyi, toplumun hiçbir kesiminin dışlanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bir toplumsal mutabakat inşasında toplumun en kırılgan kesimlerinin gözetilmesi gerekiyor. Ben bunu bizim açımızdan, şehit aileleri ve gazilerin olmaz dedikleri bir sürecin olmayacağını, onların da mutlaka sürece katılmalarını söylemiştim. Kendilerine yaptığımız bütün ziyaretlerde, 'Biz gerekirse yüreğimize taş basarız, başka şehitler gelmesin, terör bitsin diye her türlü sorumluluğu alırız ama bunun siyasete alet edilmesi, siyasi menfaatlere dönüştürülmesi durumunda da hakkımızı helal etmeyiz' dediler. Bu çerçeve son derece kıymetli bir çerçevedir. Samimiyetle ve şeffaflıkla davranılırsa Türkiye bir ve bütün halinde 40 yıldır çözemediği ve Türkiye'ye çok şey kaybettirmiş, hepimize çok acılar yaşatmış, hem manevi olarak elbette ama maddi olarak da çok şey kaybettirmiş bir süreci bir toplumsal mutabakatla, toplumsal barış sürecine dönüştürebilir. Bu Türkiye'deki herkese kazandırır. Türkiye açısından uluslararası ilişkilerde içinde bulunulan bölgede, coğrafyada Türkiye'yi çok sayıda riskten de kurtarır. Bu noktada ilk günkü tutumumuzda değişen hiçbir şey yoktur. Biz bu ülkede yaşayan herkesin kendini eşit hissettiği, eşit gördüğü ve bu eşitlik içinde eşitçe bir ülke istiyoruz ve bunun için de üzerimize düşen bütün adımları atmaya hazırız" dedi.
'ADALET GİYOTİNİ OLMAK SENİN GÖREVİN Mİ?'
Açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kendisi hakkında soruşturma başlatması ile ilgili, "Yalnızlık kötü şey, bazen aynalarla konuşmaya başlarsınız ve bu hiç hayra alamet değildir. Bakın Akın Gürlek, kullandığım ifadelerden dolayı Akın Gürlek'in hak ve menfaatlerini korumak üzere hakkımda kamu davası açmış. Tebrikleri kabul ediyor olabilir, Allah selamet versin kendisine. Bıraksaydı benim hakkımda zaten kendisine dayanışma gösterecek başka makam ve merciler soruşturma başlatabilirlerdi ama yine de maalesef bu aynayla konuşma hali mantıklı bir hal değil. Bana şundan dolayı soruşturma açıyor; kendisine görev ile ilgili hakaret ettiğimi söylüyor. Akın Gürlek'e şunları sorarlar; sen mahkeme mahkeme gezip özel olarak seçilmiş ve siyaseten cezalandırılması gereken kişilere, sırf sana bu talimat verildi diye adalet giyotini olmak senin görevin mi? Ankara ile İstanbul arasında sarayın alışveriş aparatı olarak gidip gelmek senin görevin mi?" dedi.