Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney savcılıkta verdiği ifadede, "Tarafıma şu an dinletilen ses kayıtlarını sosyal medyaya düştüğünde bir arkadaşımın bana göstermesi üzerine dinledim. Bu ses kaydını dinlediğimde kendimin orada olmadığını ve bu hususun bir yalan olduğunu gördüm. Bunun yanı sıra daha ses kaydını açmadan o ortamda olduğu iddia edilen kişilerin kim olduğuna bakınca, zaten o ses kaydındaki kişinin ben olmadığımı anladım. Çünkü bu isimlerle birlikte bugüne kadar herhangi bir toplantıya katılmadım. Bana sormuş olduğunuz isimden Fahrettin Çırak isimli şahısı tanırım. Kendisiyle Beşiktaş Belediye Meclis Üyeliği görevini Cumhuriyet Halk Partisi’nde 2019 - 2024 yılları arasında gerçekleştirdik. Şu anda kendisi halen Beşiktaş Belediye Meclis Üyesi olarak devam etmektedir. Dinlemiş olduğum ses kaydındaki kişinin halen Beşiktaş Belediyesi Meclis Üyesi olarak görev yapan Fahrettin Çırak olup olmadığına ilişkin bir yorum yapmam sözkonusu değildir. Kaldı ki kimseyi böyle bir zan altında bırakmak istemem.
Şu anda bana isimlerini saymış olduğunuz ve Beykoz ilçesinden Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl delegelerini beyan ettiğiniz şahıslardan sadece Yücel Akdemir’i tanırım. Kendisini uzun yıllar İstanbul Mali Müşavirler Odası Başkanlığı yapmış olması sebebiyle tanırım. Siyaseten bir tanışıklığım yoktur. Hatta Beykoz İl delegesi olduğunu şu anda sizin söyleminiz üzerine öğrendim. Devamında bana sormuş olduğunuz Veli Gümüş, Uğur Gökdemir, Kenan Öner, Kenan Özdemir, Meriç Pekkip, Coşkun Tosun, Hakan Bekar, İbrahim Feyzi Ünal ve Özcan Polat isimli şahısları tanımıyorum. Kendileri belki partimizde görev alan şahıslar olabilir. Ancak kendileriyle bir tanışıklığım yoktur. Bir parti toplantısı ya da siyasi parti faaliyeti sırasında şahıslarla aynı yerde bulunmuş olabilirim. Ancak doğrudan bir temasım veya tanışıklığım yoktur" dedi.
'SES KAYDI SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINA DÜŞTÜĞÜNDEN BERİ MAĞDUR DURUMDAYIM'
Güney ifadesinin devamında, "Bahse konu ses kaydından bir kesit tarafıma okundu. Burada 'Fahrettin' olarak geçen şahsın kendi konuşmasında müteahhitlik yaptığını ve Porsche marka aracının olduğunu beyan ettiği, bana okuduğunuz kesitten görülmektedir. Ancak ben yukarıda beyan ettiğim üzere kimseyi zan altında bırakmamak adına, orada geçen adı geçen şahsın kim olduğu hususunda herhangibir şey söyleyemiyorum. Yine ses kaydı içeriklerinden tarafıma okunan ve yerel bir kulüp başkanlığı yaptığını beyan eden şahsın kim olduğunu bilmiyorum. Yukarıda da bahsettiğim üzere böyle bir toplantının içerisinde yer almadım ve Beykoz il delegesi olan şahıslardan da yukarıda beyan ettiğim üzere sadece Yücel Akdemir’i mali müşavir mesleki kimliğim sebebiyle tanırım. Bu sebeple ses kaydında yapılan konuşmaları kimlerin yaptığı ya da konuşulan hususların doğru olup olmadığı hakkında herhangibir bilgim yoktur. Ben bu ses kaydı sosyal medya platformlarına düştüğünden beri bu ses kaydının mağduru durumundayım. Hiçbir ilgim olmadığı halde sanki bu ses kaydının yapıldığı yerde varmışım gibi bir algı oluşturarak hakkımda karalama yapılmaktadır" cümlelerini kullandı.
'BENİM SESİM OLDUĞUNU KABUL ETMİYORUM'
Güney, "Bu dilekçede geçen ve benim sesim olduğu iddia edilen hususları kabul etmiyorum. Ferihan Karasu isimli şahsı tanırım. Kendisi Beşiktaş CHP İlçe Örgütü’nde siyaset yapan bir şahıstır. Tanık olarak vermiş olduğu beyanları kendisini bağlar. Benim onun vermiş olduğu beyan hakkında herhangibir diyeceğim yoktur. Ancak aleyhime herhangibir beyanı olmuşsa yasal haklarımızı bu konuda saklı tutmak isteriz. Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı seçimi tam tarihini hatırlamamakla birlikte 2023 yılı Ekim ayında gerçekleştirildi. Ben o dönemde belediye başkanı değildim. O dönemde Cumhuriyet Halk Partisi Beşiktaş İlçe Meclis Üyesi olarak görev yapmaktaydım. Parti tüzüğümüz olarak Belediye Meclis Üyeleri İl Kongresi ya da Genel Kurultay’da delege olamazlar. Bu sebeple de doğal olarak oy hakları yoktur. Bu sebeple hem İstanbul İl kongresi seçiminde hem de onun peşine yapılan CHP Genel Kongresi’nde oy kullanmadım. Ancak siyasetin içerisinde bulunduğumuz için o dönemdeki il başkanı adaylarından Özgür Çelik’i destekledim. Cemal Canpolat da partiden sevdiğimiz bir ağabeyimizdir. Ancak o dönem Özgür Çelik’i desteklemeyi düşündüm ve halen de Özgür Çelik başkanımızla birlikte siyaset yol yürümekteyiz. Bunun devamında yapılan genel kongremizde de siyaset olarak Özgür Özel başkanımızı destekledik. Bunlar tamamen siyasi tasarruflarımız ve parti içi demokrasinin bir gereğidir" dedi.
'HTS KAYITLARI ÇIKARILDIĞINDA BU KİŞİLERLE BİRLİKTE OLMADIĞIM ANLAŞILACAKTIR'
Güney ifadesinin sonunda "Bana sormuş olduğunuz üzere İstanbul İl Başkanlığı seçimi için aday olan Özgür Çelik ve Cemal Canpolat’ın aday olduklarına yönelik iradelerini bildirme tarihleri, hatırladığım kadarıyla seçime 15-20 gün kala bir sürece denk gelmektedir. Yani seçimden aylar öncesinde adaylık açıklayan bir isim yoktur. Akabinde zaten seçim yapıldı ve Özgür Çelik seçimi kazandı. Bunun üzerine partimize yakışır şekilde seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz her iki aday da birbiriyle kucaklaşarak örgütü selamladı ve kongremiz kongre salonunda tamamlanmış oldu. Sonuç olarak tarafıma sormuş olduğunuz tüm sorulara bildiğim kadarıyla samimi bir şekilde beyanda bulundum. Ben bu ses kaydının alındığı toplantıda bulunmadım. Toplantıda kimler olduğuna dair bir fikrim yoktur. Toplantıda konuşulan hususların gerçekleşip gerçekleşmediğinden de bir bilgim yoktur. Bahsekonu ses kaydının mağduru konumuna geldim. Üzerime atılı olan suçlamaların hiçbirisini kabul etmiyorum ve konuya ilişkin hakkımda takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum. Zaten bu konuşmanın yapıldığı iddia edilen şahısların birbirleri arasındaki HTS kayıtları çıkarıldığında, benim bu kişilerle birlikte olmadığım ortaya çıkacaktır. Bunun yanı sıra artık teknoloji gelişti. Bu ses kayıtları incelendiğinde konuşan kişilerin kim oldukları ortaya çıkacaktır. Bu incelemeler yapıldığında zaten bahse konu yer ve bahse konu kişilerle olmadığım ortaya çıkacaktır" dedi.
sonbirsoz.com
