İSTANBUL Gedik Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı açılışında konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Yeni anayasa hedefimizden hiç vazgeçmiyoruz. Türkiye'nin İkinci Yüzyılının başında, artık darbe anayasası ile yoluna devam etmesi bizim için yüz karası aslında. Darbecilerin yazdırdığı bir anayasa ile demokratik hukuk devletinin yönetilmesi doğru bir şey değil" dedi.

B A K A N T U N C I K I N C I Y U Z Y I L I N B A S I N D A D A R 365328 100905

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Gedik Üniversitesi'nin 2024-2025 akademik yıl açılış törenine katıldı. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. İsmail İlhan Hatipoğlu ve Bulgaristan İnovasyon ve Büyüme (E) Bakanı Milena Styocheva'nın katıldığı törende öğrencilere akademik yılın ilk dersini veren Bakan Tunç, bir ülkenin kalkınması için en önemli unsurun eğitim olduğunu ve sadece eğitimin değil, adaletinde önemli olduğunu söyledi. Türkiye'nin son yıllarda önemli mesafeler katettiğine dikkat çeken Tunç, savunma sanayisinde yüzde 20 yerlilik oranından, yüzde 80 yerlilik oranına yükseldiğini ve yurt sayısının 180 binden, 900 bine çıktığını hatırlattı.

Bakan Ersoy: 355 Cemevimizin Bakım-Onarım Talebi Karşılandı Bakan Ersoy: 355 Cemevimizin Bakım-Onarım Talebi Karşılandı

'SADECE EĞİTİM DEĞİL, BİR ÜLKENİN KALKINMASI İÇİN ADALET DE ŞART'

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Sadece eğitim değil, bir ülkenin kalkınması için adalet de şart. Belki de at başı gidiyor. Adaletin teşhisi, adaletin tecellisi, düşünce ve fikir özgürlüğünün önünün alabildiğince açılması, şiddetin olmadığı, huzur ve güvenliğin tam anlamıyla sağlandığı bir ortamda kalkınma olur gelişme olur. O nedenle, adalet alanında da ülkenin son 22 yılında, her alanda olduğu gibi çok önemli mesafeler aldı. Fiziki kalkınma anlamında, Türkiye'nin dört bir köşesi büyük yatırımlara sahne oldu. Enerji yatırımları nükleerinden, doğal gazına varıncaya kadar, doğal gaz keşiflerine varıncaya kadar. Petrolünden, diğer yatırımlarına varıncaya kadar. Savunma sanayinde yüzde 20 yerlilik oranından, bugün yüzde 80 yerlilik oranına kavuşmuş durumdayız. Teknolojiyi, savunma sanayinin özellikle emrine verme noktasında ileri notaya taşıdık ülkemizi. Bunları biz yeterli görmüyoruz. Daha güçlü olmamız lazım. Dünyada hakkı savunabilmek için savunma sanayin de çok güçlü olmak gerekiyor. İşte bunun adımlarını atan bir ülkeyiz. Bu noktada da çok önemli mesafeler aldık" dedi.

B A K A N T U N C I K I N C I Y U Z Y I L I N B A S I N D A D A R 365327 100905

'YARGI REFORMU STRATEJİSİNİ CUMHURBAŞKANIMIZ AÇIKLAYACAK'

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin birkaç hafta içinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşılacağını söyleyen Bakan Tunç “Önceki reformlardan henüz hayata geçmeyen kısımlar, yeni ihtiyaçlara göre yeni reformları da yargı strateji belgemiz 2024-2025 yıllarını, 2024-2028 yıllarını önümüzdeki 4 yıllık bir planı yargı alanında neler yapacağımızı kısa orta ve uzun vadeli hedefler şeklinde, önümüzdeki günler de Sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaşacak. Bütün kesimlerimizin görüşlerini aldık, yargı mensuplarımızın vatandaşlarımızın, hukuk fakültelerimizin, Gedik Üniversitesi'nden de bütün hukuk fakültelerinden görüşler geldi, yine akademisyenlerimizden, barolarımızdan görüşler alındı. Bir buçuk yıllık bir çalışmanın neticesinde şu an da son istişarelerini gerçekleştiriyoruz. Vatandaşlarımızın da erişimine açtık. 'yargıreformu.adalet.gov.tr' adresinden 45 bine yakın vatandaşlarımızdan da görüşler geldi. Hala da o sistem açık. Yargıdaki karşılaşılan sorunlar, çözüm önerileri, mevzuatta yapılması gereken değişiklik ihtiyaçları, uygulamada, idari alanda yapılabilecek hususlar hepsi yargı reform stratejik belgesinde hedefler olarak belirlenecek" dedi.

B A K A N T U N C I K I N C I Y U Z Y I L I N B A S I N D A D A R 365326 100905

'ÖZELLİKLE TOPLUMU SUÇTAN KORUMAK ADALETİN EN BAŞLI GÖREVİ'

Bakan Tunç, “Tabii şu an da özellikle toplumda, toplumun huzur ve sükûnunu bozmaya yönelik hem bilişim yoluyla, hem internet yoluyla işlenen suçların, sosyal medya aracılığıyla işlenen suçların da artış gösterdiğini görüyoruz. Özellikle, toplumu suçtan korumak adaletin en başlı görevi. Toplumu, suçtan korumak, suçu önlemek, suç işlenmişse de o suç işleyene hak ettiği cezayı, yaptırımı uygulamak o yaptırım sonrasında da cezası infaz edildikten sonra da bir daha suç işlememesi için onu ıslah etmek. Ceza adalet sisteminin üç aşaması var, soruşturma, dava aşaması bir de infaz. Her biri birbirinden değerli. Dolayısıyla bu aşamalarda, özellikle yargının etkinliğini sağlayacak, suç işlenmesini en aza indirecek, işleyene de hak ettiği cezayı, yaptırımı uygulayacak sistemi bugüne kadar yaptığımız çalışmalara ilaveten, yeni gelişen durumlar sonrasında da inşallah yeni düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Denetimli serbestlik uygulamalarıyla ilgili, koşullu savunma, uygulamalarıyla ilgili ve bazı suç tiplerinin artmış olması ve bu artış sebeplerinin gerek mevzuatımızdan kaynaklanan sebepler gerek diğer sebepler bunların hepsi şu an da bizim önümüzdeki birkaç gün içerisinde Cumhurbaşkanımız tarafından açıklandıktan sonra meclisimize yasal düzenlemeler olarak getireceğimiz konular var. Hızlı bir şekilde kanunlaştırarak, yine uygulamada yargının gecikmeden tecelli edilebilmesi, hukukun üstünlüğüne dayanan, gecikmeyen, öngörülebilir bir adalet sisteminin tesisi ve vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden memnuniyeti en üst noktaya taşımanın gayretinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz" şeklinde konuştu.

'DARBECİLERİN YAZDIRDIĞI BİR ANAYASAYLA DEMOKRATİ HUKUK DEVLETİNİN YÖNETİLMESİ DOĞRU DEĞİL'

Yılmaz Tunç, “Tabii, yeni anayasa hedefimizden de hiç vazgeçmiyoruz. Türkiye'nin İkinci Yüzyılının başında, artık darbe anayasası ile yoluna devam etmesi bizim için bir yüz karası aslında. Darbecilerin yazdırdığı bir anayasayla Demokratik Hukuk Devletinin yönetilmesi doğru bir şey değil. O nedenle anayasamızda bugüne kadar çok sayıda reform gerçekleştirdik. Kadın haklarından çocuk haklarına varıncaya kadar, hak arama yollarının genişletilmesine varıncaya kadar. Kamu denetçiliği kurumunun kurulması gibi… Vatandaşlarımızın bilgiyi edinme hakkının korunması, vatandaşlarımızın özel hayatının korunması ile ilgili, kişisel verilerin korunması gibi çok önemli yapısal kurumların da kuruluşu anayasamızda son zamanlarda yer aldı. Yine anayasamızda, yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşabilmek on yılda bir darbe ile ülkenin önünün kesilmesi, milli iradenin de önünün kesilmemesi için de yapısal reformlar yaptık anayasamızda. Yüksek asgari şuranın yapısı, milli güvenlik kurulunun yapısı, hâkimler savcılar kurumunun, anayasa mahkemesinin yapısı gibi birçok yapısal dönüşümleri hayata geçirdik. Yine anayasamız da sıkıyönetim ilan edilebilir maddesi vardı. Darbecilerin yazdığı anayasa… Biz bunu kaldırdık ve değiştirdik. Darbeciler, yargılanamaz diye bir hüküm vardı. Milletimizin onayı ile desteği ile tüm bunlar değişti. Tüm bu değişiklikler anayasadaki vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldırıldı mı? Bunu söylemek mümkün değil. Anayasada madde sayısından fazla değişikliğin olmuş olması o maddeler arasındaki yeknesaklığı da bozdu. Çünkü darbecilerin oluşturduğu, vesayetçi anlayışın oluşturduğu bir kurgu var ve sonraki değişiklikler, o kurguyu bozmaya yönelik değişiklikler, o vesayetçi ruhu kaldırmaya yönelik yapılan değişikler… Anayasanın farklı maddelerinde farklı çelişkilere de yol açtı. Yüksek yargı kurumlarımız arasında, anayasa mahkemesi, Yargıtaylar arasında da maddelerin anayasanın farklı yorumlanmasına yol açtı. Dolayısıyla tüm bunları ortadan kaldırmanın yol yeni demokratik sivil katılımcı temel hak ve özgürlükleri öne alan devletin genellerini net bir şekilde belirleyen devletle millet arasındaki toplu sözleşmesini yapmak zorundayız. Türkiye'ye de bu yakışır. 28. Dönem parlamentosunda uzlaşmaya yanaşanlar, millet tarafından takdir toplar. Ama uzlaşmaz tutum içerisinde olanlarda yine millet tarafından eleştirilir, tasnif görmez. Temennimiz, milletimize olan bu borcu 'Türkiye Yüzyılı' inşa süreci başında gerçekleştirelim. Ülkemizi yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşturmak için çalışalım çünkü kalkınmanın temeli demokrasi, adalet, eğitim bunlar çok önemli. İnşallah bunları da önümüzdeki süreçte gerçekleştirmenin gayreti içerisinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

'SOSYAL MEDYA ÇAĞINDAİ GENÇLERİMİZİ KORUMAK GERÇEKTEN ÇOK ÖNEM KAZANDI'

Sosyal medyanın kullanımı ve doğru bilgiye ulaşmanın zorluğuna dikkat çekerek genç öğrencilere tavsiyelerde bulunan Bakan Tunç, “Gençlerimiz önemli onlar bizim gözbebeğimiz, akademisyenlerimizde bu düşünce içerisinde büyük önem veriyorlar. Onların da özellikle, bu çağ gerçekten kolay bir çağ değil. Sosyal medya çağı, bilişim çağı, internet çağı… Gençlerimizi çocuklarımızı korumak gerçekten çok çok önem kazandı. Bu anlamda çok dikkatli olmak lazım. Özellikle derslerinizi en güzel şekilde vermek çalışmak tabi bunun yanında özellikle bol bol kitap okuma her düşünceden itabı okumak onlara ulaşmak önemli. Özellikle gençlerimizin, burada sosyal aktivitelere sportif aktivitelere katılması önemli. Çok güzel bir kampüsünüz var orada her türlü imkânlar var. Özellikle öğrencilerimizin yetişmesi anlamında, araştırmacı bir kişilik olma noktasında onlara sorgulayıcı bir kişilik olması noktasında tavsiyelerimiz var. Her gördüğünüzü hemen bu doğrudur diye paylaşmayın. Sosyal medyada özellikle ilk gördüğünü hemen doğru kabul edip arkadaşına gönderip, hâlbuki öyle değil. Dün Mudanya Üniversitesi'nin de akademik açılısındaydım. Öğrenci arkadaşlarımızla da sohbet ettim açılış sonrası. Tabii sosyal medyadan gördüğü bir şeyi 'Sayın bakanım bakın bu kadar suç işleyen birisi bursa da hala serbest.' diyor. Hemen sorduk, başsavcımızdan bilgi aldık tutuklu. Dolayısıyla o paylaşım sürekli çoğalıyor milyonlara ulaşıyor ama doğru haber çok yayılmıyor. O nedenle araştırma yaparken, sosyal medyayı kullanırken doğruluğunu teyit etmeden, özellikle doğru bilgi alabileceğiniz, teyit edebileceğiniz sayfaları kontrol etmeden paylaşmamanızı öneriyoruz" dedi.