Bakan Tunç, “Denetimli serbestlik kapsamında yapılan faaliyetlerin sonuçlarını sürekli takip ediyoruz. Bu kapsamda, denetimli serbestlik uygulanan kişilerin 5 yıl içerisinde yeniden uyuşturucu kaynaklı suç oranı, 2018 yılında yüzde 33,50 iken; 2023 yılında yüzde 19,50'ye düşmüştür" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin Kavacık Güney Kampüsü'nde organize ettiği 'Uyuşturucu Madde Sempozyumu'na katıldı. Programa Yılmaz Tunç'un yanı sıra Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı Eyüp Yeşil, öğretim görevlileri ve çok sayıda öğrenci katıldı. Sempozyumun ikinci gününde açılış konuşmasını gerçekleştiren Tunç, madde bağımlılığının en tehlikeli bağımlılıkların başında geldiğini ve Adalet Bakanlığı olarak uyuşturucu ile mücadelede; uyuşturucunun imali, ticareti ve kullanımının cezalandırılması ve cezasının infazı hususlarını yakından takip edildiğinin altını çizdi.
‘DEVLET, HERKESİN HAYATINI BEDEN VE RUH SAĞLIĞI İÇİNDE SÜRDÜRMESİNİ SAĞLAMAK YÜKÜMLÜLÜĞÜ ALTINDA’
“Uyuşturucu ile mücadele konusunda Anayasamız devlete önemli yükümlülükler yüklemektedir" diyerek sözlerine başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Devletin özellikle gençleri ve toplumu alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alacağına yönelik anayasamızda önemli bir düzenlememiz var. Anayasamızın ilgili maddelerinde devlet, herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak yükümlülüğü altında. Bu yükümlülük açısından etkin yasal düzenlemeler ve caydırıcı cezalar uyuşturucu madde suçunun işlenmesini önlemede ve toplumun bu tür bağımlılıklardan korumada önemli bir role sahiptir. 2005 öncesinde uyuşturucu kullanma suçu ile ilgili denetimli serbestlik uygulaması bulunmamaktaydı. 2005 yılında yeni Türk Ceza Kanunuyla, uyuşturucu madde kullanan kişi hakkında, infaz aşamasında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunacağını düzenledik. 2006 yılında yaptığımız düzenlemeyle uyuşturucu madde kullanma suçundan dava açıldığında, tedavi ve denetimli serbestlik uygulanabileceğini düzenledik. 2014 yılında 6545 sayılı Kanunla ise, uyuşturucu madde kullanan kişiler hakkında denetimli serbestlik kararının soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından verilmesi imkanı getirdik. Böylece tedavi uygulamasını infaz evresinden önce kovuşturma evresine, daha sonraki düzenleme ile de soruşturma evresine çekerek derhal tedaviye başlanmasını amaçladık" ifadelerini kullandı.
‘DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMASI İLE SUÇ ORANI YÜZDE 33,50 İKEN YÜZDE 19,50’YE DÜŞMÜŞTÜR’
Uygulamanın denetimli serbestlik müdürlükleri ile alkol ve madde bağımlılığı tedavi merkezleri aracılığıyla yürütüldüğünü söyleyen Bakan Tunç, “Denetimli serbestlik sisteminin kurulduğu 2005 yılından bu yana denetimli serbestlik müdürlüklerine toplam 1 milyon 593 bin 756 tedavi ve denetimli serbestlik kararı gelmiş olup halen 71 bin 478 kararın infazına devam edilmektedir. Denetimli serbestlik sisteminin kurulduğu 2005 yılından bu yana ise toplam 1 milyon 303 bin 640 kişiyle bireysel görüşme, grup çalışması, seminer ve benzeri eğitim ve iyileştirme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Yükümlülerin bağımlılıkla mücadele sürecine ailelerinin dâhil edilmeleri de gerçekleştirilen çalışmaların etkinliğini artırmada son derece önemlidir. Bu nedenle ailelere yönelik de bireysel görüşmeler ve aile eğitim programları düzenlenmekte, ev ziyaretleri gerçekleştirmekteyiz. Bu kapsamda sadece 2023 yılında yapılan çalışmalarda 10 bin 366 aileye ulaştık. Denetimli serbestlik kapsamında yapılan faaliyetlerin sonuçlarını sürekli takip ediyoruz. Bu kapsamda, denetimli serbestlik uygulanan kişilerin 5 yıl içerisinde yeniden uyuşturucu kaynaklı suç oranı, 2018 yılında yüzde 33,50 iken; 2023 yılında yüzde 19,50’ye düşmüştür" dedi.
‘UYUŞTURUCU İTHAL, İMAL VE İHRAÇ SUÇUNUN CEZASI 20 YILDAN 30 YILA KADAR ÇIKARILDI’
2014 yılında değiştirilen kanunlar ile uyuşturucu ticareti suçuyla ilgili de birçok düzenlemenin hayata geçirildiğini aktaran Yılmaz Tunç, “Uyuşturucuyu kaynağında kurutmak lazım, bunu ithal edenler, imal edenler, ihraç edenlerle ilgili cezaların arttırılması gerekiyordu. Uyuşturucu ithal, imal ve ihraç suçu 10 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasını gerektiriyordu. Bu suç 20 yıldan 30 yıla kadar çıkarıldı. Uyuşturucu maddenin çocuğa verilmesi veya satılması, bu suçun 3 veya daha fazla kişi tarafından ya da örgütün faaliyeti kapsamında işlenmesi durumunu, cezayı artırıcı nitelikli hal olarak kabul edildi. Bu suçtan koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında koşullu salıverme süresini toplam cezanın 3’de 2’den, 4’de 3’e çıkardık. 2015 yılında; suçun konusunun bazı uyuşturucu veya uyarıcı madde türlerinden olması halini cezayı artırıcı neden olarak düzenledik. Ayrıca uyuşturucu madde ticareti suçundan hükümlü olanları 2016 yılında yapılan lehe infaz düzenlemelerinde kapsam dışında bıraktık. 2017 yılında yapılan düzenlemelerle, Uyuşturucu madde suçlarında para cezalarının alt sınırını yükselttik" diye konuştu.
‘UYUŞTURUCU TİCARETİ SUÇUNDAN 47 BİN 255 KİŞİ HÜKÜMLÜ, 12 BİN 229 KİŞİ TUTUKLU BULUNMAKTADIR’
Uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarından ceza ve infaz kurumlarında tutukluların verilerini de açıklayan Bakan Tunç, “Ceza İnfaz Kurumlarımızda şu anda uyuşturucu ticareti suçundan 47 bin 255 kişi hükümlü, 12 bin 229 kişi tutuklu olmak üzere toplam 59 bin 485 kişi bulunmaktadır. Uyuşturucu bulundurmak veya satın almak suçundan, 5 bin 527 kişi hükümlü kişi bulunmaktadır. Cumhuriyet Başsavcılıklarımızca; uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti, kullanılmasının kolaylaştırılması, kullanmak için satın almak, bulundurmak suçlarıyla ilgili olarak; 2024 yılında şu ana kadar; 77 bin 793 soruşturma açılmış, 81 bin 339 şüpheli hakkında işlem yapılmış, 121 bin 221 derdest dosya bulunmaktadır. Maalesef bu durum uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti, kullanımı, kullanımının kolaylaştırılması suçlarının ne kadar fazla işlendiğini ve uyuşturucu madde bağımlılığıyla mücadelede ne kadar hassas olmamız gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı.