Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Atatürk Üniversitesi'nde düzenlenecek Maarif Kongresi'ne katılmak üzere Erzurum'a geldi. Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Yakutiye Medresesi'nde düzenlenen Öğretmenler Odası Toplantısı’na katılan Bakan Tekin, Öğretmenler Günü’nü kutladı. 24 Kasım'ın sembolik olduğunu, bu kutlamaları çeşitli etkinliklerle haftaya yayma çabasında olduklarını ifade eden Bakan Tekin, bunlardan birinin Maarif Kongresi olduğunu söyledi.
‘ÖĞRETMENLER ODASI TOPLANTILARINI ÖNEMSİYORUM’
Öğretmenler Odası buluşmalarını göreve başladığı Haziran 2023'ten itibaren gittikleri her ilde yaptıklarını belirten Bakan Tekin, “Gittiğimiz her ilde öğretmenlerle sohbet etmeyi bir disiplin haline getirmiştik. Sonra bunu rutinleştirdik. Öğretmenler Odası başlığıyla oturup sohbet etmek, istişare etmek, uyguladığımız, uygulamaya çalıştığımız programların, politikaların, yeniliklerin sahada nasıl karşılandığını, eksiklerin giderilmesini daha sağlıklı yürümesi için neler yapılabilmesi konusunda öğretmen arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Aynı zamanda sahada bizim fark edemediğimiz eksiklikler varsa onları da tespit etmek, öğretmen arkadaşlarımızdan duymak, onları da hayat geçirebilecek şekilde çabanın içindeyiz. Bunun birçok örneği var. Bunlardan en somut olanı daha önceki bakanımız döneminde yürürlüğe konulan öğretmenlik meslek kanununda ifade edilen, 20 yıl öğretmenlik yapan ve 20 yılın sonunda uzman öğretmen olan arkadaşımızın başöğretmen olmak için bir 10 yıl daha beklemesi. Yani 30'uncu yılda başöğretmen olmasıydı. Gittiğimiz Öğretmenler Odası toplantılarında öğretmen arkadaşlarımız buradaki düzenlemenin yanlış anlaşıldığını ve düzeltilmesinin iyi olacağın söylediler. Biz de onu yeni kanuna koyduk. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda bunun da savunucusu ve ısrarcısı olduk. Bu Öğretmenler Odası’ndaki öğretmen arkadaşlarımızın istekleri neticesinde, bizim de ısrarcısı olduğumuz bir konuydu. Bunun sonucunda da 2025 yılı içerisinde 1 Ocak’tan itibaren yaklaşık olarak 300 bin öğretmenimiz ünvan almış olacak. Bunların hepsi Öğretmenler Odası’nda yaptığımız sohbetlerin devamı niteliğindeydi. Buradan besleniyoruz biz. Öğretmen arkadaşlarımız bazen bakanlığa ulaştırmak istediği özel projelerini anlatıyorlar. Bu projelerden Türkiye geneline yaymak istedikleri oluyor. Mesela bir öğretmen arkadaşımız yetim projesini anlattı. Yetim öğrencilerle ilgili yaptığı projeye ‘Türkiye çapında yayabilir miyiz?' dedi. Bu arkadaşımız deprem bölgesindeki 11 ilde yürüttü projeyi. Bunun gibi öğretmen arkadaşlarımızın kendi ürettikleri projeleri paylaştıkları bir ortam oluyor. Aynı zamanda kişisel problemleri, resmi uygulamalar, mevzuat içerisinde anlaşılmayan, fark edilemeyen özel problemleri bizimle paylaşıyorlar. Biz de çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bizim açımızdan faydalı oldu. Şu an aranızda sadece ben yokum. Aranıza serpilmiş halde arkadaşlarımız var. Bakan yardımcılarımız, genel müdürlerimiz, danışmanlarımız burada. Öğretmenler Odası Toplantılarımızın bizim açımızdan işlevi bir amacı olduğunu biliyorum ve çok önemsiyorum" diye konuştu.
‘BİZİ HEP DAHA İYİSİNİ ARAMAYA YÖNELTMEKTEDİR’
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi 15 Temmuz Milli İrade Salonu’nda düzenlenen Maarif Kongresi’nde konuştu. Öğretmen ve akademisyenlerin katıldığı toplantıda Bakan Tekin, 1'inci Maarif Kongresinin 1921'de Ankara'da gerçekleştirildiğini söyledi. Süreci yeniden değerlendirmek zorunda olduklarını ifade eden Tekin, "Malumunuz eğitim, memleketimizin kalkınmasının anahtarı olan varoluşsal bir süreçtir. Eğitim sistemlerinin sürekli değiştiği ve araştırma imkânlarının hiç olmadığı kadar geliştiği günümüz dünyasında bizim özgün ve özgür bir bakış açısını esas alan yeni bir dil ve perspektif inşa etme gayretimiz hepinizin malumudur. Bu durumda eğitim alanı, tabiatı itibarıyla statik olamaz. Bu dinamizmi dolayısıyla da sürekli bir aksiyonu öngörür. Bilimsel, pedagojik ve teknolojik gelişmeler, yenilenen ve dönüşen toplumsal ihtiyaçlar, küresel ve yerel düzeydeki farklılaşmalar, bireysel taleplerdeki çeşitlilikler. Bütün bunlar hayatın her alanında olduğu gibi, eğitim alanında da dönüşümü zorunlu kılmakta, bizi hep daha iyisini aramaya yöneltmektedir. Elbette eğitimi güncel tutmak, yeni olandan faydalanmak için köklerimiz üzerinde yol alacağız. Batılılaşma sürecinde, ergenlikte sık sık ailesine küsen bir genç gibi, kendi kültürümüze küsüldüğü, özümüzün yok sayıldığı dönemlerden geçtik. Maalesef Batılılaşma serüvenimizdeki hatalı değerlendirmelerden eğitim de nasibini aldı. Ancak şimdi, başka ülkelerin eğitim sistemlerini idealize ettiğimiz, getirip biz de uygularsak her derdimize deva bulacağımızı düşündüğümüz günleri geride bıraktık. Komşunun ilacıyla tedavi olamayacağımızı artık öğrendik. İki yüz yıllık tarihi geçmişi olan ülkelerin uygulamalarını idealize etmekten, bizim işimize yarayacağını düşünmekten imtina ediyoruz. Binlerce yıllık tecrübemizi görmezden gelen, sonradan görme, taklitçi zihniyetin bizi bir yere götürmediğini acıyla tecrübe ettik. Dünyanın birçok kültüründen daha kadim olan bir medeniyetimiz, kendimize ait bir birikimiminiz var. Yine sadece bize ait olan dertlerimiz, kemikleşmiş sorunlarımız da var. Bunları ancak bize ait reçetelerle çözebiliriz. Komşu derdini çözecek reçeteyi bulmuş olabilir. Biz kendi dertlerimize derman olacak düşünsel ve eylemsel bir gayret içindeyiz. Eğitim, tam bu noktada yerelden evrensele uzanmak zorunda. Ayaklarımızı sağlam bir zemine basmadan, her esintiye kapılarak şekilden şekle girme tehlikesine karşı tedbir almak istiyoruz. Eğitim sistemimizde milli bir kimliğin oluşumuna katkı sağlamayı, milli bilince sahip bireylerden oluşan bir toplum meydana getirmeyi, eğitimi toplumun her kesimine ulaştırmayı ve gençleri 21'inci yüzyılın gereksinimlerine uygun şekilde donatmayı hedefliyoruz. Eğitim felsefemiz doğrultusunda ahlaklı, erdemli; milleti ve insanlık için iyi, doğru, faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş vatansever öğrenciler yetiştirmek üzere eğitim sistemimizi geliştirme gayretindeyiz" diye konuştu.
‘GÜNDELİK SİYASİ GERİLİMLERLE VAKİT KAYBEDECEK BİR LÜKSE SAHİP DEĞİLİZ’
Popülist kaygılardan uzak durduklarını belirten Bakan Tekin, "Eğitim sistemimizin bütün kanallarını açık tutmak, politikalarımızın önünde engel teşkil eden, zaman zaman kaosa sebebiyet veren durumları bertaraf etmek için göreve geldiğimiz günden itibaren küçük büyük her türlü sorunun üzerine gittik. Bunu yaparken popülist kaygılardan uzağız. Hoş görünme derdinde değiliz. Öncelikle problemleri çözmek ve inandığımız eğitim anlayışının yolunu açmak istiyoruz. Gündelik siyasi gerilimlerle vakit kaybedecek bir lükse sahip değiliz" dedi.
ÜÇ TEMEL MESELEYİ MERKEZE ALDIK
Eğitim sistemini ileriye taşımak, bireyden başlayarak ideal topluma uzanan güçlü bağı kurmak için 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı'nda üç temel meseleyi merkeze aldıklarını ifade eden Tekin, şunları söyledi:
"Bunlar; Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin uygulanması, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi'nin hayata geçirilmesi ve Okul-Aile İş Birliği'nin güçlendirilmesidir. Birincisi Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, bilgiyi değil, insanı merkeze alır. Maddeyle manayı, akılla duyguyu, bireyle toplumu dengeler. Daha önce belirttiğim şekilde evlatlarımıza evrensel değerler kazandırırken onların kendi kültürlerine, tarihine ve medeniyetine bağlı bireyler olarak yetişmesine ortam ve imkân sağlar. Eğitim alanında gerçekleştirdiğimiz bu köklü dönüşümle, sadece bilgi üreten değil; aynı zamanda bu bilgiyi insanlık yararına dönüştüren Türkiye Yüzyılı nesline Allah'ın izniyle ulaşacağımıza inanıyorum. Öğretim programlarımızı bilimsel gelişmeler ışığında, eğitim bilimlerindeki yenilikleri, insan hakları ilkelerini ve milletimizin kadim değerlerini esas alarak yeniden yapılandırıyoruz. İkincisi, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi. Mesleki eğitimi, 28 Şubat sürecinin baskılarıyla daraltılan alanlardan kurtararak, kalkınmanın merkezinde yer alan bir başarı hikayesine dönüştürme gayretindeyiz. Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi de bu amacımızda bizim yol haritamızı oluşturuyor. 'Herkesin Bir Mesleği Olmalı' anlayışıyla hazırladığımız bu belge, mesleki eğitime erişimi artırmanın ötesinde, eğitimde kaliteyi yükseltmeyi ve mezunlarımızı küresel iş gücü piyasasında rekabet edebilir bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyor. Bu çerçevede hayata geçirdiğimiz 'Sektör içi okul' ve 'Sektöre entegre okul modelleri', öğrencilerimize geleceğin teknolojilerine uyum sağlama imkânı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda ülkemizin nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayarak kalkınmamıza güç katıyor. Üçüncüsüyse, Okul-Aile İş Birliği'nin güçlendirilmesi. Aile, bir çocuğun ilk öğretmenidir; onun hayata bakışını, öğrenme aşkını ve değerlerini şekillendiren en sağlam köktür. Bu anlayışla hayata geçirdiğimiz 'Velivizyon' platformuyla velilerimize rehberlik ediyor, çocuklarının sosyal ve akademik gelişimlerine daha bilinçli bir şekilde katkı sunmalarını hedefliyoruz. Bunun yanında, 'Okul Randevu Sistemi' ve 'Ebeveyn Okulu' programlarımızla ailelerimizi eğitim süreçlerine daha etkin bir şekilde dâhil ediyor, öğretmen, veli ve devletin el ele verdiği güçlü bir eğitim ekosistemi oluşturuyoruz.”
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli başta olmak üzere üç politikanın da başarıya ulaşmasında en büyük güvence ve dayanağın eğitim sisteminin mimarları olan öğretmenler olduğunu söyleyen Bakan Tekin, “Onlar, hedeflediğimiz dönüşümün asıl kahramanlarıdır. Bu süreçte, öğretmenlerimizin mesleki hareket alanlarını genişletmek, sınıf ve okul şartlarına uygun şekilde karar alabilmelerini desteklemek ve ihtiyaç duydukları teknik desteği sağlamak için yol haritamız belli" diye konuştu.
‘ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİ ÖZEL BİR STATÜYE KAVUŞTURDUK’
Bir ay önce yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenlerin haklarını güvence altına aldıklarını kaydeden Bakan Tekin, "Öğretmenlerimizin mesleki niteliklerini artırmak, çalışma koşullarını iyileştirmek ve onlara hak ettikleri itibarı kazandırmak için Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın onaylarıyla geçtiğimiz ay yürürlüğe giren bu Kanun ile öğretmenlik mesleğini yasal zeminde özel bir statüye kavuşturduk. Bu kanun, öğretmenlerimizin mesleki haklarını güvence altına alırken, uzmanlık ve başöğretmenlik gibi kariyer basamaklarıyla mesleki gelişimlerini teşvik eden bir yapıyı hayata geçirdi. Ayrıca Milli Eğitim Akademisini kurarak öğretmenlerimizin mesleki gelişimini dünya standartlarında destekleyecek bir model oluşturduk. Akademi, öğretmenlerimizin görev öncesi hazırlıklarından meslek içi gelişimlerine kadar her aşamada yanlarında olacak, donanımlı ve çağın ihtiyaçlarına cevap verebilen eğitimciler yetiştirme hedefimize hizmet edecek" dedi.
Bakan Tekin, konuşmasının sonunda fotoğraf yarışmasında dereceye giren öğretmenlere ödüllerini verdi.