Görüşlerimiz değişmedi; kimsenin sırtında değiliz!
MHP lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.
Bahçeli’nin satırbaşları şöyle:
Anadolu coğrafyasında bin yıldır var oluşumuzun sırrı, tehlikeleri zamanında sezen güçlü duyuş, tehditleri kaynağında eriten isabetli duruş ve dokunuştur. En az bunlar kadar belki de daha önemlisi milli birlik, dirlik, kardeşliğimizin müdafaasındaki azim ve dirayettir. Tarih boyunca Anadolu kıtaların kavşak noktası, ticaret noktalarının kesişme potası, medeniyetler ve milletler mücadelesinin karşılaşma, hesaplaşma, aynı şekilde mücadele sahasıdır. Şablon ve tartışmalı bir ifade ile coğrafyanın kader olduğu iddia edilir. Hakikat öyle midir bilemem. Coğrafyayı vatan yapan cesur bir karar mahsulü olduğudur. Vatana adını veren millettir, ülkeye adını veren, devlete adını veren millettir. Milletin adı ise Türk’tür. Millet kavramı üzerinde kuşku uyandırmak isteyenlerin emeli bellidir. Nitekim sinsi gayeleri, Türklüğün varlığını dinamitlemektedir. İmparatorluk mirasına sahip Türkiye’nin bölgelerinde ve kültürel etki alanlarında olan biten hiçbir krize duyarsız kalmayacağı, aciz durmayacağı, tarihi ve coğrafi bir vakadır. Türk tarihinin özeti şudur; Fırat’ın batısı, doğusuyla dengelenir. Doğu’da yoksa batıda olamayız. Güneyde zaaf içindeysek kuzeyde tutunamayız. Bölgesel planda yetişen kaotik meselelere karşı ‘Bize ne, bizi ne ilgilendirir’ dediğimiz gün Allah muhafaza bağrımıza zehirli hançerin saplandığını görür ve yaşarız. MHP, bu vatanın, milletin daima hizmetkarı ve sevdalı yüreği olmaya karlık beklemeksizin yeminlidir. Türkiye’nin muhafazası, milli güvenliğimizin savunması, vatan topraklarından değil gönül, kültür ve kardeşlik bağlarımızın ilmik ilmik vicdanlara dokunduğu coğrafyalardan yapılmalıdır.
Filistin’in huzuru Türkiye’nin huzurudur. Suriye’nin istikrarı, Türkiye’nin istikrarıdır. Irak’ın esenliği Türkiye’nin esenliğidir. Aziz ecdadımız, Filistin’in Şam Beylerbeyliğine bağlı üç sancak halinde teşkilatlandırmıştır. Bunlardan Kudüs Sancağı, Gazze Sancağı, Trablus Sancağıdır. Dün sancağımız olan Gazze’nin bugün felaketine sırt dönmemiz, yüz çevirmemiz, suskun kalmamız saygısızlık olacaktır. Gazze’yi Kudüs’ten, Kudüs’ü İstanbul’dan ayrı düşünmek boşuna kürek çekmektedir. Bizim için bu konuda tarafsız kalmak söz konusu olamaz. Zulme sessizlik de aynı derecede zulümdür. Türk milleti, zalim İsrail’in şeytani oyunlarına şer ve şiddet yağdıran operasyonlarına sonuna kadar tepkili, mesafeli ve öfkelidir. İsrail ve Filistin arasında acil ateşkesin olması için daha kaç çocuğun ölmesi lazımdır? Okullar, hastaneler, sivil yerleşim alanları, ambulanslar, su şebekeleri, yollar, köprüler, mezarlıklar bombalanıyorken Almanya Başbakanının çıkıp ‘İsrail’in yaptığı nefsi müdafaadır’ demesinin ahlaki, hukuki ve vicdanı bir karşılığından bahsetmek mümkün müdür? Bize göre kendine bilen, haddini bilir. Yüzünde cenneti taşıyanlarla, özünde cehennemi barındıranların ebedi mücadelesinde kazanan bellidir. Zafer her zaman inananların hanesine yazılacaktır. Bildiğimiz ve hafızamızda yaşattığımız her yer manen doyduğumuz, doğduğumuz ve davasıyla hemhal olduğumuz yurt köşeleridir.